Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9905 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12042 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TESPİTTaraflar arasında görülen tespit davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu kaydında malik görünen kişinin, davacının murisi olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.Davacı, dava konusu 2227 ada, 1, 2231 ada 1, 2232 ada 1, 2224 ada 2 , 2228 ada 2 parsel sayılı taşınmazların 1/3 hisse maliki ... kızı ... ile ... Sulh Hukuk Mahkemesinin veraset ilamındaki mirasbırakanı ... kızı ... ün aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür taleplerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Bu tür işlerde mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı ve kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir:1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen dava konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.2-Nüfus müdürlüğünden, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir. 5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.Talebin niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden (ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden) sorumlu tutulmamalıdır.Somut olaya gelince, mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde hükme yeterli araştırma ve inceleme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hâl böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak, tapu kayıt maliki "... kızı ..." ile aynı kimlik bilgilerine sahip kişi yada kişilerin kaydının bulunup bulunmadığının ilgili Nüfus Müdürlüğünden sorulması; kolluk araştırması yapılarak kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığının araştırılması;dava konusu eski 579 ada 24 parsel, yeni 2227 ada 1, 2231 ada 1, 2232 ada 1 , 2224 ada 2, 2228 ada 2 parsel sayılı taşınmazların tüm tedavülleri ve geldileriyle birlikte tapu kayıtları getirtilerek, tapu ve nüfus kayıtları arasında bağlantı sağlanarak tapu kayıt maliki ile davacının mirasbırakanının aynı kişi olup olmadığı tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edildikten sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.