MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/12/2012NUMARASI : 2011/11-2012/296Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 901 ada 23 parsel sayılı taşınmazda davacının ve dava dışı birçok kişinin paydaş olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı anlaşılmaktadır.Davacı, kayden paydaşı olduğu 901 ada 23 parsel sayılı taşınmazdaki binanın üçüncü kat dairesini oğlu davalının haksız kullandığını ve bir bedel de ödemediğini, ihtar tebliğ etmesine rağmen davalının yeri kullanmaya devam ettiğini ileri sürerek 2006 yılından itibaren kullanım bedeli ödemesi isteği ile eldeki davayı açmıştır.Davalı ise, dava konusu taşınmazı 1993 yılından itibaren babası davacının rızası ile kullandığını, diğer kardeşlerinin de diğer dairelerde oturduklarını, son zamanlarda davacının kendisinden kullanma bedeli istediğini savunmuşturBilindiği gibi, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)Somut olayda ise, davalının dava konusu 901 ada 23 parsel sayılı taşınmazı davacının muvafakati ile 1993 yılından itibaren ihtarın tebliğ edildiği 15.12.2010 tarihine kadar uzun bir zaman kullandığı, ihtarın tebliği tarihinden itibaren ise davacının kullanıma dair muvafakatini geri aldığı görülmektedir.Hal böyle olunca; açıklanan nedenlerle ihtarın tebliği tarihinden itibaren davalının fuzuli şagil bulunduğu gözetilerek bu tarihten itibaren dava tarihine kadar hesap edilecek ecrimisilden sorumlu tutulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere fazla ecrimisile hükmedilmesi isabetsizdir.Davalının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.