Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 985 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 11011 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: HAVSA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 02/05/2007NUMARASI: 2007/23-2007/84Taraflar arasında görülen davada;Davacı, müşterek miras bırakan babalarına ait 4 parça taşınmazın davalı kardeşine muvazaalı olarak devredildiğinin kesinleşen mahkeme kararı ile saptandığını ancak tamamının davalı tarafından kullanıldığını ileri sürerek payına elatmanın önlenmesini; birleştirilen davası ile de ecrimisil istemiştir.Davalı, davacının taşınmazlardaki payını terke her zaman hazır olduğunu, kendisine bu konuda bir istekte bulunulmadığını belirterek, her iki davanın da reddini savunmuştur.Mahkemece, taşınmazlarda davacının kullanabileceği boş yerler bulunduğu ve intifadan men koşulunun da oluşmadığı gerekçeleriyle her iki davanın da reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu tarla vasıflı 456, 583, 1109 ve 2075 parsel sayılı taşınmazların tarafların miras bırakanına ait iken sağlığında davalı oğluna devredildiği, miras bırakanın 1.2.2001’de öldüğü, kızı olan davacı tarafından açılan dava sonucunda, temliklerin muvazaalı bulunduğundan bahisle davacının payı oranında iptal-tescile karar verildiği ve kesinleştiği, böylece tarafların taşınmazlarda paydaş oldukları anlaşılmaktadır.Davacı, anılan taşınmazların tamamının davalının kullanımında bulunduğunu ileri sürerek el atmanın önlenmesi istekli eldeki davayı ve ecrimisil istekli birleştirilen davayı açmıştır.Davalının, yukarıda sözü edilen iptal-tescil davası sonuçlandıktan sonra eldeki dava tarihi itibariyle taşınmazlarda davacının kullanımı için yer ayırdığı ve bu durumu davacıya ihtarname ile bildirdiği, mahallinde yapılan keşifte de, taşınmazlarda davacının payı karşılığı kullanabileceği çekişmesiz yerlerin bulunduğu saptandığından, el atmanın önlenmesi davasının reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.Ecrimisil istekli davaya gelince; davacı tarafından açılan muris muvazaasına dayalı dava kabul edildiğine ve bu tür davalar sonucunda verilen kararlar açıklayıcı (ishari) nitelikte bulunduğuna göre, davacının taşınmazlardaki mirasçılıktan kaynaklanan mülkiyet hakkının miras bırakanın ölümüyle oluştuğu kuşkusuzdur. Davalının, yargılama süresince bildirdiği beyanlarında, muris muvazaası davası sonuçlanıncaya kadar davacının taşınmazlardaki hakkını reddettiği dikkate alındığında, miras bırakanın ölüm tarihinden itibaren muvazaa davasının kesinleşmesine kadar ki dönemde taşınmazlardan yararlanmayı engellediğinin, başka bir ifade ile intifadan men olgusunun gerçekleştiğinin kabulünde zorunluluk vardır.Hal böyle olunca, miras bırakanın ölüm tarihi ile muvazaa davasının kesinleşme tarihi arasındaki dönem için davacının payı oranında ecrimisile karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddedilmesi isabetsizdir. Davacının değinilen hususa yönelik temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.