Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 984 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 10585 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 12/06/2007NUMARASI: 2007/12-2007/458Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı olarak 255 ada 9 parsel sayılı taşınmaz hakkında tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuşlardır.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Davanın reddine ilişkin mahkeme kararı Dairece, miras bırakanın akit tarihi itibariyle tasarruf ehliyetine sahip olduğu Adli Tıp Kurum raporuyla saptandığından, bu yönden davanın reddinde isabetsizlik bulunmadığı ancak muris muvazaası hukuksal nedeni bakımından gerekli araştırmanın yapılmadığı belirtilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan soruşturma sonunda muvazaa olgusunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Getirtilen kayıt ve belgelerden; miras bırakan H... R....K...., üzerinde kaba inşaat halinde otel binası bulunan 305,66 m2 arsa vasfındaki 255 ada 9 parsel sayılı taşınmazını 14.11.1996 tarihli resmi akitte M.... Turizm İşletmecilik Ltd. Şti’ne satış yoluyla devrettiği, 11.6.2000 tarihinde ölümüyle geriye mirasçıları olarak eşi Hayriye, çocukları M... ve T.. ile 1995 yılında ölen oğlu Ali’den olma torunları H. ve R.ın kaldığı görülmektedir.Miras bırakanın torunları H.... ve R... eldeki davayı açarak, dedeleri H... R.bb K...’ın akit tarihinde hukuki ehliyetini haiz bulunmadığını, ayrıca temlikin kendilerinden mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde yapıldığını ileri sürmüşlerdir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Gerçekten de, miras bırakanın akit tarihinde ehliyetli bulunduğu Adli Tıp Kurumu raporuyla saptandığına göre, ehliyetsizlik iddiasına dayalı isteğin reddedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.Muris muvazaası iddiasına gelince; dosya içeriği ve toplanan delillerden, miras bırakanın Alanya’nın varlıklı kişilerinden olup taşınmaz satmasını gerektiren geçerli bir sebebinin bulunmadığı; taşınmazdaki otel inşaatı ile önceleri davacıların babası A...’nin ilgilendiği, ölümünden sonra davalı M.....’in ilgilenmeye devam ettiği, adı geçen davalının kurucu ortağı ve yetkili müdürü bulunduğu diğer davalı M.... Ltd. Şti.nin ana sözleşmesinin 21.10.1996’da düzenlendiği ve 30.10.1996’da Alanya Ticaret Ve Sanayi Odası’na kaydedildiği, çekişmeli taşınmazın da 14.11.1996’da gerçek değerinin çok altında bir bedel gösterilmek suretiyle anılan şirkete devrinin sağlandığı anlaşılmaktadır. Belirtilen olgular tüm delillerle birlikte değerlendirildiğinde, taşınmaz temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla bedelsiz ve muvazaalı biçimde gerçekleştirildiği sonucuna varılmaktadır. Nitekim, miras bırakanın eşi Hayriye’nin tanık sıfatıyla verdiği samimi beyanında da bu olgu doğrulanmıştır. Hal böyle olunca, muris muvazaası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edenlere geri verilmesine, 30.01.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.