MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİMTaraflar arasındaki davadan dolayı .... Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 23.10.2013 gün ve 2012/38 Esas,2013/574 Karar sayılı hükmün Onanmasına ilişkin olan 18.01.2016 gün ve 2014/13256 Esas, 2016/389 Karar sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacılar vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: - KARAR - Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakan babaları ...'den olma 1913 doğumlu ...'in ... ili, ... köyü 110, 111, 112, 113 parsel sayılı taşınmazlarda (15/360 ) paydaş olduğunu, nüfus kayıtlarında soyadı "Hamşir" olmasına rağmen, taşınmaz tapu kayıtlarında soyadının "..." olarak yazıldığını ileri sürerek tapu kayıtlarındaki soyadının “...” olarak düzeltilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine karar onanmıştır.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur. Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir. Uyuşmazlık, ... İli, ... köyü 110,111,112,113 parsel sayılı taşınmazlarda (15/360) paydaş ... oğlu ...'nun, davacılar miras bırakanı Mahmut ve Rahime'den olma 01.07,1913 doğumlu ... olup olmadığının tespitiyle tapu kayıt malikinin soyadının düzeltilip düzeltilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Dava konusu edilen, ... İli, ... köyü 110,111,112,113 parsel sayılı taşınmazlarda (15/360) payın tapulamadan 30.05.1969 tarihinde ... oğlu ... adına tescil edildiği, halen bu şekilde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.Taşınmazların tapuya tescil dayanağı olan tapulama tutanaklarında " 110,111,112, 113 nolu parselle bir hudut ve bir parça halinde 30 seneden beri ceddinden intikalen ve taksimen ... oğlu ...'in zilyetliiğinde iken 1942 yılında ölümü ile karısı ... ile evlatları ... ile kendinden evvel ölen oğlu ...'nın evlatları, ... ile kendinden evvel ölen kızı ...'in evlatları, ... ve ... ve ...'yi terk ettiği ve yine adı geçen ... karısı ...'nin dahi 1944 yılında kocasız olarak ölümü ile yine adları geçen evlatları ... ile kendinden evvel ölen oğlu ...'nın evlatları, ... ve ... ve ... ve ... ve ... ile yine kendinden evvel ölen kızı ...'in evletları ... ve ... ve ...'yi terk ettiği ve yine bunlardan adı geçen ... dahi 1948 yılında ölümü ile kocası ... ile evlatları ... ve ... ve ...'i terk ettiğinin" belirtildiği, tutanakların malik hanesinde ise, 15/360 pay ... oğlu ...,15/360 pay ... kızı ..., 15/360 pay ... kızı ..., 15/360 pay ... oğlu ..., 20/360 payın hacı kızı ..., 20/360 payın ... kızı ..., 20/360 payın ... oğlu ..., 12/360 ar payın ... çocukları ..., 60/360 payın ... kızı ..., 60/360 payın ... kızı ... 60/360 payın ... oğlu ... adına tespit edildiği ve tespitin bu şekilde 30.05.1969 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.Tapulama tespit tutanağı içeriği, nüfus kayıtları ve ...'e ait mirsçılık belgesi birlikte değerlendirildiğinde; kök kayıt maliki ... oğlu ...in 1942 yılında, karısı ...'nin ise 1944 yılında öldüğü, ortak çocukları ... ve kök malikin kendisinden önce ölen oğlu ... ve yine kendisinden önce ölen kızı ... ile 1948 yılında ölen kızı ...'nin eşi ... ve çocuklarının hak sahibi ve mirasçı olarak kaldığı, kök kayıt maliki ...in kızı ...'nin 1948 de ölümü üzerine eşi ... ile ...'ten olan çocukları ...'in mirasçı olarak kaldığı tapulama tutanağında malik olarak belirlenip "..." soyadıyla tespit edilmiş iseler de Nüfusta soyadlarının "..." olarak kayıtlı olduğu, tutanakta malik olarak tespit edilen .... ... ve ...'nin ise ...'in çocukları olup soyadlarının "..." olduğu saptanmıştır.Öte yandan, yerel araştırma sonucu ... ve ...'in ayrı kişiler ancak akraba oldukları belirlenmiş, nüfus kayıtlarında yapılan araştırma sonucu, ...'in 1940 yılında yeniden kayıt ile hanenin birinci sırasında tescil edildiği anne ve baba kaydına rastlanmadığı, 1969 yılında ...'den olan oğlu ... ile birlikte nüfusunu ... nahallesine naklettiği belirlenmiştir.Somut olayda, düzeltilmesi istenen kayıt maliki ... oğlu ...in, kök kayıt maliki ...in kızı ...'nin eşi ... olduğu, tanıklarca taşınmazların belirli bir bölümünün ölünceye kadar ... tarafından, ölümünden sonrada mirasçıları tarafından kullandığının ifade edildiği, tüm delillerle ... İli, ... köyü 110,111,112,113 parsel sayılı taşınmazlarda (15/360) paydaş ... oğlu ...'nun, davacıların miras bırakanı ... Oğlu ... olduğu saptanmakla nüfus kaydına uygun olarak tapu kaydındaki "..." soyadının "..." olarak düzeltilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmesi doğru değildir.Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır. Davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK'un 440. maddesi gereğince kabulüyle, Dairenin 18.01.2016 gün ve 2014/13256 Esas. 2016/389 Karar. sayılı onama kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, mahkemenin 23.10.2013 tarihli ve 2012/38 Esas, 2013/574 Karar sayılı kararının açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.