Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9767 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9960 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİMTaraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından duruşmalı olarak yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, duruşma talebi değerden reddedilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Davacı, ... Kadastro Müdürlüğünün 3402 sayılı Kanunun 41.maddesi uyarınca teknik hataların düzeltilmesi için ... ilçesi ... köyünde bulunan 17, 18 numaralı parsellere ilişkin olarak yaptığı düzeltme işlemi sırasında yüzölçümünde değişiklik yapıldığını ileri sürerek düzeltme işleminin iptalini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, zemin ölçümü ve ölçü krokisine göre sınırların birbirine uygun olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bilindiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca Kadastro Müdürlüğünün re’sen veya ilgililerin başvurusu üzerine yapacağı düzeltme işlemlerini ilgililere tebliğinden sonra, ilgililerin Sulh Hukuk Mahkemesine 30 gün içinde açacakları davada, düzeltme işlemi yararına olan kişi ya da kişiler hasım gösterilerek işlemin iptali istenebilir. Düzeltme işleminin Kadastro Müdürlüğünce re’sen yapıldığı durumlarda müdürlüğe karşı da dava yöneltilmelidir. Somut olaya gelince, Kadastro Müdürlüğü ilgilinin talebi üzerine planimetre ile yapılan yüzölçümü hesabının hatalı olduğunu belirterek 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazların, yüzölçümlerini düzeltme işlemi yapmıştır. Mahkemece, ölçü krokisine göre paftasında tersimatının yapılmadığı, raporda gösterilen yerin sınırlandırma krokisine göre paftasına aktarılan sınır olduğu, zemin ölçümü ve ölçü krokisine göre sınırların birbirine uygun olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.Toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli değildir.Şöyleki, sınırlarda kayma olup olmadığı, kayma varsa hangi parsel lehine kayma olduğunu tespit etmeyen müphem bilirkişi raporu ile hüküm verilmesi mümkün değildir.Hâl böyle olunca, öncelikle taşınmaz başında keşif yapılarak fen bilirkişisinden düzeltmeye konu işlemde davacıya ait taşınmazdaki yüzölçüm eksikliğinin nereden kaynaklandığı ve lehlerine düzeltme yapılan parsel olup olmadığı hususunda kadastro paftası ile düzeltme kararı ve haritası uygulanarak ayrıntılı ve krokili rapor alınmalı; düzeltme kararı dayanağı teknik rapor ve bulgular 3 kişilik teknik bilirkişi kuruluna denetlettirilmeli, lehine düzeltme yapılan parsel veya parseller bulunması halinde bu parsel malikleri davaya dahil edilmeli, lehine düzeltme yapılan parsel bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğünün re'sen yaptığı düzeltme işlemi nedeniyle hasım olduğu göz önüne alınarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.