MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİMTaraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, ... Mevkii, 13 Pafta, 39 Ada, 26 parsel sayılı taşınmazda tapunun malik hanesinde yazılı "... oğlu ...'nın" murisi olduğunu, ..."nın Medeni Kanun öncesi öldüğü için soy ismi bulunmadığını, tapunun malik henesinde kayıtlı "... oğlu ..." ile murisi "... oğlu ...'nın" aynı şahıslar olduğunun tespitini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bilindiği üzere; taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.Somut olayda,nüfusta birden fazla " ... oğlu ..." kaydının bulunduğu ... de kayıtlı, ... ve ...'dan olma, 01.07.1902 doğumlu ... oğlu ...'nın mirasçılarından ...'in 10.11.2015 tarihli duruşmada mülkiyet iddiasında bulunarak davaya itiraz etmiştir. Hâl böyle olunca, kayıt maliki olarak görünen ... oğlu ... mirasçılarından ...'in taşınmazın murisine ait olduğunu iddia ederek mülkiyet iddiasında bulunduğundan davanın çekişmesiz yargı usulüne göre Sulh Hukuk Mahkemesinde kayıt düzeltme davası olarak görülemeyeceği Asliye Hukuk Mahkemesinde çekişmeli yargı usulüne göre açılacak bir tapu iptali ve tescil davası ile uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 26.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.