Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9766 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3753 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : EDİRNE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/12/2012NUMARASI : 2012/261-2012/453Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkımdavası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, çaplı taşınmaza hem doğrudan, hem dolaylı (komşuluk hukukuna dayalı) elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 119 ada 3 parsel sayılı, üzerinde kargir ev ve samanlık bulunan arsa vasıflı taşınmazın davacı adına, komşu 119 ada 2 parsel sayılı, arsa vasıflı taşınmazın davalı E.. adına kayıtlı bulunduğu, diğer davalı Fuat'ın ise davalı E'nin eşi olduğu anlaşılmaktadır.Davacı, davalıların komşu parselde yaptıkları binanın saçaklarının kendi taşınmazına taşkın olduğunu, saçaklardan akan su nedeniyle zarar gördüğünü, ayrıca davalıların binasında açtıkları iki adet pencerenin evinin içini görecek şekilde açıldığı için rahatsız olduklarını, evinin kapısını açmakta sıkıntı yaşadıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, yapılan uygulama sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, 2 no'lu parseldeki kargir binanın saçaklarının 3 no'lu parsele 20 cm tecavüzü bulunduğu, saçak sularının davacı tarafa zarar verdiği, ayrıca 2 no'lu parseldeki binanın 3 no'lu parsele bakan doğu tarafında 2 adet pencere bulunduğu tespit edilmiş, saçak sularının zararının giderim yolları belirlenmiştir.Mahkemece, pencerelerin kapatılması isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar da bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Öteki temyiz itirazlarına gelince; davacının kendi taşınmazına davalılara ait binanın saçaklarının taşması nedeniyle açılan eldeki davada TMK'nın 683.maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayandığı görülmektedir. T.. saçaklar bakımından davacının mülkiyet hakkına değer verilmek suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerektiği kuşkusuzdurÖte yandan; çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır. Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur. Hal böyle olunca; davacı parseline taşan saçaklar bakımından davanın kabul edilmesi, çatıdan akan sular bakımından da yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırma yapılması, alınacak önlem ya da önlemlerin saptanması ve bunlardan en makul olanına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiş olması isabetsizdir. Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.