Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9750 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14261 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : ECRİMİSİLTaraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.10.2016 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalılardan ... ve vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu 207 parsel sayılı taşınmaza davalıların ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve 2006 yılından dava tarihine kadar ki dönem için 20.000-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalılar, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın usul ve esas yönünden reddini savunmuşlardır.Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıya ait 207 parsel sayılı taşınmaza haklı ve geçerli bir neden olmaksızın davalıların çitle çevirmek ve ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiği saptanarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu hususa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince,Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı)25.05.1938 tarih ve 29/10 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay'ın aynı yoldaki yerleşmiş içtihatları uyarınca ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık süre dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlar. Hemen belirtelim ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık, değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere ve HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olmalıdır.Bu nedenle, özellikle tarım arazilerinin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira bedelleri araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilmeli, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda; yukarıda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın hükme esas alınan bilirkişi raporunda soyut ve genel bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapıldığı gibi, 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talep dışına çıkılarak eski hale getirme ve molozların kaldırılma bedeli hakkında hüküm kurulması doğru değildir.Hâl böyle olunca; ecrimisil yönünden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, bilirkişilerden denetime olanak verecek şekilde rapor alınması, sonucuna göre hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.12.2015 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.350.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.