Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9745 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7502 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: KARASU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/01/2013NUMARASI: 2009/345-2013/17Yanlar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl ve birleşen davanan reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Asıl ve birleşen davalar, ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, maliki olduğu 237 parsel sayılı taşınmaza, davalın haklı ve geçerli bir nedeni yokken avlu ile çevirmek ve mahsulünü toplamak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle eldeki davayı açtığı, mahkemece dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kadastro çalışması yapıldığından bahisle elatmanın önlenmesi isteği bakımından dosyanın Kadastro Mahkemesine devredildiği, Kadastro Mahkemesi'nin 15.10.2010 tarih 2009/25 E. ve 2010/244 K.sayılı ilamı ile (A) ve (B) harfleri ile gösterilen kısımlar bakımından görevsizlik kararı verilerek davanın kabulüne, (C) harfiyle gösterilen kısım bakımından ise kesinleşen orman tahdidine göre 2/B alanında kaldığından bahisle davanın reddine karar verildiği, davalının 2/B alanında olduğu belirtilen yerle ilgili Karasu Kadastro Mahkemesi'nin 2013/33 E. sayılı dosyasında tespite itiraz davası açtığı, davalının 2008 yılının mahsulünü de topladığı gerekçesiyle açılan ecrimisil davasının eldeki dava ile birleştirildiği, mahkemece, davalının dava konusu yeri harici satış senedine dayalı olarak kullandığı ve iyiniyetli olduğu gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Gerçekten de, davalı taraf dava konusu taşınmazı, harici satış senedine dayalı olarak kullandığı savunmasında bulunarak, 13.01.2004 tarihli dava dışı M.D.ile aralarında yaptıkları harici satış senedini dosyaya sunmuştur. Öte yandan, davacının dava konusu taşınmazda mülkiyet hakkına sahip olduğu da tartışmasızdır. Şöyle ki; davacı, dava konusu taşınmazı eşi H..D..en 12.11.1998 tarihinde “Ö.K..B..Akdi” ile edinmiş, dava konusu yeri kapsadığı 02.12.2008 tarihli bilirkişi raporu ile tevsik edilen 12.11.1998 tarih ve 86 cilt numaralı dayanak tapu kaydını da dosyaya sunmuştur. K.. kadastro çalışmalarında dava konusu taşınmazın 142 ada 7 parsel numarası ile davacı adına tesbit gördüğü de sabittir.O halde, tapu senedine dayanan davacının mülkiyet hakkının davalının iddia etti ği şahsi hakka üstün olduğu, harici satış senedinin tarafı olmayan davacıyı bağlamayacağı kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, 2.12.2008 tarihli bilirkişi raporunda ( B) harfi ile gösterilen yer bakımından davanın kabulüne ve ( C ) harfi ile gösterilen yer bakımından ise açılan kadastro tespitine itiraz davasının neticesinin beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, akidine kişisel hak bahşeden harici satış senedine itibar edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.6.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.