Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9744 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 6114 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : İSTANBUL 16. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 24/01/2011NUMARASI : 2010/369-2011/316Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine, Dairece özetle; " 5737 sayılı Yasa'nın 77. maddesi hükmü gereğince davacı idarenin tüm iş ve işlemlerinin harçtan müstesna olmasına rağmen anılan hükmün yargı harçlarını kapsamadığı, bu nedenle harca tabi olan eldeki davada davacı kuruma harç ikmali yaptırıldıktan sonra yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi " gerektiği hususlarına değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak harç ikmali yaptırıldıktan sonra; davanın kısmen kabulüne, 31 parsel sayılı taşınmazın 02.11.2009 tarihli bilirkişi raporu ekinde krokide (A) harfi ile gösterilen 325 m² alanının yol olarak terkinine, geri kalan kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile tashihen Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilmiştir. 1- Dosya içeriği ve toplanan deliller ile çekişme konusu taşınmazın vakıf yoluyla meydana geldiği ve eski eser olarak tescil edilmiş olduğu belirlenmek suretiyle krokide (A) harfi ile gösterilen 325 m²'lik kısmın yol olarak terkin edilmesinde bir isabetsizlik olmadığından hükmün bu kısmının ONANMASINA; 2- Ne var ki, çekişme konusu taşınmazın aslının mazbut vakıf olup, davacının yönetimi altında olmakla birlikte vakfın tüzel kişiliği ortadan kalkmadığından taşınmazın yol haricinde kalan kısmının 5737 sayılı Kanunun 30. maddesi hükmü gereğince vakfı adına tescil edilmesi gerekirken davacı kurum adına tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.Öte yandan; bilindiği üzere bozmaya uyulmuş olmakla tarafları lehine usuli kazanılmış hak oluşur.Mahkemece verilen ilk karar davalı tarafından temyiz edilmiş olup, davacı tarafından ise temyiz edilmemiştir. O halde Avukatlık Ücreti yönünden usuli kazanılmış hakkın doğduğu sabittir. Buna göre ilk kararda davacı taraf yararına 1.000.-TL vekalet ücreti takdir edildiği halde, yanılgılı değerlendirme ile bozma ilamından sonra harcı tamamlanan değer üzerinden davacı taraf lehine fazla avukatlık parasının hüküm altına alınmış olması da isabetsizdir. Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.