MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/11/2011NUMARASI : 2009/1202-2011/626Yanlar arasında görülen tapu iptali, olmazsa tenkis davası sonunda, yerel mahkemece, davalılar Z.ve Ş.hakkındaki davanın tefrikine; diğer davalılar hakkındaki davanın ise reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.06.2013 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat gelmedi temyiz edilen davalılar A.A.vd. vekili Avukat M.E.A. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı Ş.s A. davalı Z. Ar.gelmedi yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldüDava, tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis isteklerine ilişkindir.Getirtilen kayıt ve belgelerden, kök muris (d..) Ş.'un 10 parça taşınmazını 10.02.1971 tarihli vekaletnameyle vekil kıldığı H..A. vasıtasıyla 24.05.1971 tarihli resmi akitte oğlu M..'den olma torunları A., A.ve M.K.'e "hibe" suretiyle devrettiği; muris (baba) M.in de, 21 parça taşınmazını 26.07.1985 tarihli resmi akitte oğulları A., A., M.K., C. Ş.ve Z.'e "satış" suretiyle devrettiği; kök muris Ş.un 23.09.1973 tarihinde, muris M.in de 19.12.2000 tarihinde öldükleri anlaşılmaktadır.Kök muris Ş..torunu ve murisM. kızı olan E.., altı erkek kardeşine karşı eldeki davayı açmış, dedesi Ş..un işlemine karşı vekaletin hile ile alınıp kötüye kulanılması ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine; babasıM. işlemine karşı da, muris muvazaası hukuksal nedenine dayanarak tapu iptali-tescil, olmazsa tenkis isteğinde bulunmuş; aşamada, dedesi Ş..un ehliyetinin de tespitini istemiştir.Mahkemece, davalılar Z. ve Ş.hakkındaki davanın tefrikine; diğer davalılar hakkındaki davanın ise reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan deliller dikkate alındığında, kök muris Ş.."hibe" suretiyle devrettiği taşınmazlar yönünden 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İBK'nın uygulama yeri bulunmadığından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğinin dinlenemiyeceği; tenkis isteği bakımından, kök muris Ş..ölüm tarihi itibariyle uygulanması gereken 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nde düzenlenen 1 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin geçtiği; ileri sürülen diğer hukuki nedenlerin de kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davanın reddedilmesi doğrudur. Davacının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle, hükmün bu yönden ONANMASINA.Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; murisM. "satış" suretiyle devrettiği taşınmazlara gelince; anılan taşınmazlar yönünden hükme yeterli bir araştırma ve değerlendirme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında vurgulandığı gibi, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213. (TBK.'nun 237.) ve Tapu Kanunu'nun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de, Ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı hususlarının araştırılmasında ve satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki ...ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.Hal böyle olunca, muris M..tarafından devredilen taşınmazlar yönünden yukarıda değinilen ilke ve olgular çerçevesinde araştırma ve değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.Davacının buy önlere ilişkin temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.