MAHKEMESİ: TUZLA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 26/09/2007NUMARASI: 2006/667-2007/812Taraflar arasında görülen davada;Davacı, imar uygulaması sonucunda 6328 ada 8 sayılı parselde davalılara paydaş kılındığını, imar uygulamasının İdari Yargıda iptal edildiğini ileri sürerek davalılara ait payların iptali ile adına tescilini; ıslah dilekçesi ilede kadastral duruma dönülmesini istemiştir.Davalılar davanın reddini savunmuş; bunlardan Hazine de birleştirilen davası ile imar öncesi taşınmazının ihyası isteğinde bulunmuştur.Davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararı Dairece, idari kararla ortadan kalkan imar parselini ayakta tutacak biçimde hüküm kurulmasının isabetsizliğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak, Belediyenin yargılama sırasında tapu kayıtlarını eski hale getirdiği, davanın ve birleştirilen davanın konusu kalmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleştirilen dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi. raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava ve birleştirilerek görülen dava, kadastral durumun ihyası isteğine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın reddine; birleştirilen dava hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden, özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, Belediyece yapılan imar uygulamasının İdari Yargı yerinde iptal edildiği ve kesinleştiği, anılan iptal kararına dayanılarak davanın kabul edildiği, davalıların temyizi üzerine Dairece, imar parsellerini ayakta tutacak biçimde karar verilmesinin isabetsizliğine değinilerek kararın bozulduğu, bozma sonrasında davalı Belediyenin aldığı idari karara istinaden taşınmazların kadastral mülkiyet ve geometrik durumunun ihya edildiği ve bu durumun sicile de yansıtıldığı anlaşılmaktadır.O halde davanın konusuz kaldığı açıktır.Somut olayda, Daire bozma kararına uymakla mahkeme kararının tümden ortadan kalktığı ve taraflar yararına kazanılmış hak doğurmayacağı kuşkusuzdur. Öte yandan, imar işlemi İdari Yargıda iptal edilmekle hukuken geçerliliğini yitirdiğine ve önceki kadastral kayıtların ihyasını amaçlayan eldeki davada mülkiyet uyuşmazlığından söz edilemeyeceğine göre, bu tür davaların maktu harç ve ücreti vekalete tabi bulunacağı da tartışmasızdır..Açıklanan hususlar dikkate alındığında davacının, bozmadan önce lehine tayin edilen vekalet ücretinin kendisi bakımından kazanılmış hak oluşturacağı yönündeki temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.Ne var ki, davalı belediyenin taşınmazları kadastral duruma döndürmesiyle davanın konusuz kaldığı gözetilerek asıl dava hakkında da karar verilmesine yer olmadığına biçiminde hüküm kurulması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.