MAHKEMESİ : DÜZCE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/02/2012NUMARASI : 2010/257-2012/57Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili ve temyize cevap süresi içerisinde davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, tapu iptal ve tescile ilişkin olup mahkemece iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;davacının 307 parsel sayılı taşınmazda maliki olduğu 2000/8410 payını 22.12.1998 tarihinde ölünceye kadar bakma akti ile ve 35 parseldeki yine maliki olduğu 16 nolu bağımsız bölümü de 17.12 1993 tarihinde rücu şartı ile davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.Gerçekten de rücu şartı ile bağışlanan 16 nolu bağımsız bölüm yönünden koşulların gerçekleşmediği gibi Borçlar Kanununun 244. (6100 sayılı Yasanın 295.) maddesinde öngörülen şartların varlığı kanıtlanmadığı gözetilmek suretiyle bu taşınmaz bakımndan davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Davacının bu parsele ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davacının 307 nolu parsele ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı davalı tarafından bakım koşullarının yerine getirilmediğini ileri sürmüştür.Bilindiği üzere ölünceye kadar bakıp gözetmek sözleşmesi basitçe taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükleyen, bazı yönleri itibarıyla talih ve tesadüfe, ayrıca şekle bağlı bir sözleşme şeklinde tanımlanabilir. Nitekim, söz konusu sözleşme B.K.nun 511. maddesinde, “kaydı hayat ile bakma mukavelesi, akitlerden birinin diğerine ölünceye kadar bakmak ve onu görüp gözetmek şartıyla bir mamelek yahut bazı malların temlikini iltizam etmesinden ibaret olan bir akit” olarak tarif edilmiştir.Anılan yasanın bu ve devamı maddelerinin açık hükümlerin de belirtildiği gibi ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile, bakım alacaklısı sözleşmeye konu olan mamelek veya bazı mallarının mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme, bakım borçlusu da kural olarak bakım alacaklısını kendi ailesi içerisine alıp, ona özenle ölünceye kadar bakıp gözetmek yükümlülüğü altına girer. Hemen belirtmek gerekirki, bakım borçlusunun bakıp gözetmek yükümlülüğü, aksi kararlaştırılmadığı sürece bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp, ikametini temin etme yanında, besleme giydirme hastalığında hekime götürüp, gerekli ihtimamı gösterme, manevi yönden her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri de içerisine alır. Kuşkusuz bakım borçlusu yükümlülüklerini yerine getirirken, aldığı malların kıymetine, bakım alacaklısının önceden sahip olduğu içtimai mevkiine ve hakkaniyet kurallarına göre hareket etmek zorundadır. Öte yandan, yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin sonuçları BK.nun 5l7. maddesinde açıklanmış sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez olmuşsa, ya da başka önemli nedenlerle ilişkinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan her birinin tek yanlı olarak sözleşmeyi fesh etme, verdiği şeyi geri alma hatta karşı tarafın kusurlu olması halinde tazminat isteme hakkı tanınmıştır. O halde, yükümlülüklerini yerine getirmeyen bakım borçlusuna karşı bakım alacaklısı her zaman fesih hakkını kullanabilmekte, fesih geçmişe etkili (makable şamil) olmak üzere sözleşmeyi sona erdirdiğinden verdiği şeyi de geri isteyebilmektedir.Somut olaya gelince; taraflar arasında akit gerekleri bir müddet için yerine getirilmiş ise de sonradan ve giderek bakım koşullarının yerine getirilmesinde davalının ihmalkar davranışları içerisine girdiği ve davacının bu sebeple mağdur olduğu dosya kapsamı ve bir kısım tanıkların olaylara dayalı müşahhas bildirimleri ile sabittir.Bu durum karşısında akit gereklerinin ifa edilmediği ve edilemeyeceği anlaşıldığından bu taşınmazdaki temlik edilen pay yönünden davanın kabul edilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile; hükmün(6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 19.09.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.