Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9706 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8311 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ : GAZİANTEP 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 08/04/2010NUMARASI : 2007/174-2010/161Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden malik olduğu 4642 ada, 16, 4643 ada, 1,2,3 ve 4645 ada, 1 sayılı parsellerin, sahte nüfus cüzdanı kullanılarak düzenlenen vekâletname ile davalılar H. ve S.½ payla satış yoluyla temlik edildiğini, anılan kişilerinde 4246 ada, 16 sayılı parseli birleşen davanın davalısına devrettiklerini, sahte vekâlete dayalı olarak yapılan temliklerin hukuken geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescili isteğinde bulunmuştur.Davalı H.Ö.çekişmeli taşınmazlardaki paylarını diğer davalı S. I. devrettiğini, kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davalı S. I., 4643 ada, 1,2 ve 3 sayılı parsellerin şuyuulandırma sonucu 4643 ada, 4,5,6,7,8 ve 9 sayılı parsellere dönüştüğünü, pay temliki yoluyla bağımsız malik olduğunu, ilk el konumunda olduğundan sözedilemeyeceğini, sicile güvenerek tesciller yapıldığını, şuyuulandırma işlemleri ile yeni imar parselleri oluştuğundan geri dönüşüm yapılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Birleşen davanın davalısı; çekişmeli 4642 ada, 16 (21 imar) sayılı parseli tapu kaydına güvenerek emlakçı aracılığıyla satın aldığını, davacı ve diğer davalıları tanımadığını, iyiniyetli olmadığının davacı tarafından kanıtlanması gerektiğini bildirmiştir.Mahkemece; sahte vekâlete dayalı olarak yapılan temlikler geçersiz ise de davalıların 3. kişi konumunda oldukları, kötü niyetli olduklarına dair delil ibraz edilemediği, sicile güven ilkesi uyarınca iktisaplarının korunması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava; sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; davacının kayden maliki olduğu çekişme konusu 4642 ada, 16, 4643 ada, 1,2,3 ve 4645 ada, 1 sayılı parsellerin 09/09/2005 tarihinde vekil aracılığıyla davalılar H. ve S. ½ payla temlik edildiği, vekaletin alımı sırasında kullanılan nüfus cüzdanının sahte olduğu hususunun Adli Tıp Kurumu raporu ile saptandığı, 27/09/2005 tarihinde 4645 ada, 1 sayılı parselin dava dışı N.Ç. 16 parselin ise 05/06/2006 tarihinde birleşen davanın davalısı İ.A.temlik edildiği, 26/10/2006 tarihli imar uygulaması ile 21 parsele dönüştüğü, 4643 ada, 1,2,3 sayılı parseller ile belediyeye ait 3123 ada, 12 parsel, 4644 ada, 1 parsel, 4647 ada, 2 sayılı parsellerin ise 27/01/2006 tarihinde, 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca şuyuulandırmaya tabi tutulduğu ve 4643 ada, 4,5,6,7,8,9 imar parsellerinin Belediye, H.ve S.adına paylı olarak tescil edildiği, Belediyenin 22/11/2006 tarihinde, H. Ö.ise 22/05/2006 tarihinde paylarını davalı S.satış yoluyla aktardıkları, halen 6 adet imar parselinin bağımsız olarak davalı S. Ö.adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar 16 sayılı parsel hakkında dava açılıp, birleştirilerek görülmüş ise de taşınmazı H. ve S.den edinen davalı İ. A. kötüniyetli olduğu, TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı kanıtlanmış değildir. Bu nedenle anılan parsel bakımından davanın reddedilmiş olması doğrudur. Davacının bu parsele yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, Davacının diğer parsellere yönelik temyiz itirazlarına gelince; davacıya ait 4643 ada. 1,2,3 sayılı parsellerin sahtecilik yolu ile davalıya temlik edildiği sabittir. Sahtecilik yoluyla yapılan temlikin mutlak butlanla malul olduğu da kuşkusuzdur. Davalı S.1,2,3 sayılı parsellerin ilk el olarak satın aldıktan sonra anılan parsellerin idari işlemler sonucu 4643 ada, 4,5,6,7,8 ve 9 sayılı parsellere dönüştüğü açıktır. Bu durumda davalı S. iyiniyetli dolayısıyla TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanabileceğini söyleyebilme olanağı yoktur.Hal böyle olunca; davacının 4643 ada, 1,2,3 parsellerdeki hakkının 4643 ada, 4,5,6,7,8, ve 9 sayılı imar parsellerine yansıtılması suretiyle davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün HUMK’nun 428 maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 4.10.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.