Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9690 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6691 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : DÜZİÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/01/2012NUMARASI : 2009/340-2012/57Taraflar arasındaki davadan dolayı Düziçi Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 26.01.2012 gün ve 2009/340 esas 2012/57 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 06.12.2012 gün ve 10279-14648 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar; her iki davalının birlikte hareket ederek davacıyı hileye maruz bıraktıkları ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.Ne varki, davaya konu 1058 ada 19 parsel sayılı taşınmazın 04.06.2012 tarihinde dava devam ederken dava dışı A.K.e satış yoluyla devredildiği görülmektedir. Bilindiği üzere,dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği,hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur.Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 1086 sayılı HUMK'nun l86.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Ne varki; 01.11.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun 125. maddesi hükmü; “(1) Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder” şeklinde düzenlemeler getirmiştir. Bu durumda, 6100 sayılı HMK'nun 125. maddesinin de gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği açıktır. Anılan hususlar, karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonunda anlaşıldığından, davalının karar düzeltme isteğinin HUMK.'nun 440. maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 06.12.2012 tarih, 2012/10279 E., 2012/14648 K. sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 26.01.2012 tarih 2009/340 E. 2012/57 K sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.