MAHKEMESİ : ERDEMLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/03/2010NUMARASI : 2009/326-2010/181Taraflar arasındaki davadan dolayı Erdemli 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 10.03.2010 gün ve 2009/326 esas 2010/181 karar sayılı hükmün onanmasına ilişkin olan 16.02.2011 gün ve 1968-1544 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ehliyetsizlik ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, satış işleminin yapıldığı dönemde kayıt maliki Z.'nin mümeyyiz olduğu ayrıca davacının dava açma sıfatının olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden , davacının kayıt maliki olan babasının hukuki ehliyetten yoksun olduğunu , aynı zamanda işlemin muvazaalı olduğunu, babasına vasi tayini için dava açtığını ileri sürerek tapunun iptali ile babası adına tescilini istediği,yargılama sırasında kayıt malikine dava dışı 2. Eşi Ş.'in vasi atandığı, hükümden sonra ise mahcurun vefat ettiği anlaşılmaktadır.Gerçekten de, 6100 sayılı HMK'nun 50,52. maddesi(1086 Sayılı HUMK 38. maddesi) ve 6100 sayılı HMK'nun 114/d maddesi hükmü gereğince taraf ve dava ehliyeti dava şartıdır. Başlangıçta ve dava açılırken bulunmayan dava şartının davanın devamı sırasında gerçekleşmesi halinde davanın esasına girilerek sonuçlandırılması gerekeceği gerek dokrin gerekse Yargıtay'ın istikrar kazanmış içtihatlarıyla kabul edilmiştir.Öte yandan, dava karara bağlanmadan önce adına dava açılan Z.'ye vasi tayin edilmiş olduğuna göre vasiye tebligat yapılarak davaya iştirakinin sağlanması açılan davaya Türk Medeni Kanununun 462/ 8. maddesi hükmü gereğince vesayet makamından izin alınarak işin esasının incelenip, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği açıktır.Ne var ki, kendisine vasi atanan Z. K.sonra 19.8.2010 tarihinde ölmüş olup, yukarıda değinilen usuli işlemlere gerek kalmamıştır.Bu durumda, mirasçıların davaya dahil edilerek veya Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca terekeye temsilci atanması suretiyle tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerin toplanarak işin esası yönünden bir krarar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.Yerel mahkemenin 10.3.2010 tarih 2009/326-2010/181 sayılı kararı Dairece,onanmışsa da, onama kararı maddi yanılgıya dayalı olduğu davacının karar düzeltme isteği üzerine bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşılmakla , karar düzeltme isteğinin HUMK'nun 440. Maddesi ( 6100 Sayılı Yasanın geçici 3.md uyarınca) kabulü ile Dairenin 10.3.2010 tarih 2011/1968 esas 1544 sayılı kararının kaldırılmasına,yerel mahkemenin 10.3.2010 tarih 2009/ 326-1815 kararının açıklanan nedenlerden ötürü HUMK'nun 428. maddesi (6100 Sayılı Yasanın 3 md.) gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.