Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9651 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8542 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ....’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü; -KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı, mirasbırakan ....'nun mirasçıdan mal kaçırma amacıyla 603 ada 1, 52, 53, 54 ve 57 parsel sayılı taşınmazları satış suretiyle çocukları davalılara temlik ettiğini, satışların gerçek olmadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payı oranında adına tesciline karar verilmesi isteğiyle eldeki davayı açmıştır. Davalılar ..., dava konusu taşınmazları bedelini ödeyerek satın aldıklarını, murisin eşi babalarına yaptıkları maddi yardımlar karşılığı taşınmazların kendilerine paylaştırıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Davalı ..ise, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların davalılara devrinde gerçek irade ile resmi işlemde görünen beyan arasında çelişki bulunmadığı, 1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı bir durum olmadığı, murisin hem borçlarının ödenmesi, hem de arazi paylaşımından ötürü taşınmazlarını çocuklarına verdiği, davacıya da bir taşınmaz verdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; mirasbırakan ...'nun 02.10. 1984 tarihli akitle 821 parsel sayılı taşınmazın 480/3256 payını kızı ..ya (ve dava dışı ....'a), 938 parseli 15.07.1999 tarihli akitle oğlu davalı ..'e, 943 parseli 30.04.2001 tarihli akitle oğlu davalı ..'e satış suretiyle temlik ettiği, öte yandan muris 938, 939, 940, 941, 942, 943 ve 944 parselin 2490/2776 payında dava dışı.... ve... ile paydaş iken 25.02.1994 tarihli akitle rızai taksim yaptıkları, 938, 941, 942, 943 ve 944 parsellerin muris... 939 parselin.. Kahyaoğlu ve 940 parselin ise ... adına tescil edildiği, ardından...'nun 28.02.1994 tarihli akitle 939 parseli eşi murisin kızı davalı ..ye satış suretiyle temlik ettiği, anılan taşınmazların parselasyon ile dava konusu 603 ada 1 parselin davalı ..52 parselin davalı ..53 parselin davalı .., 54 parselin 1/2 payının davalı ..ve 57 parselin de davalı .. adına tescil olunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nispi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunu'nun 706., Türk Borçlar Kanunu'nun 237. (Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alım gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Somut olayda, yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma ve inceleme ile değerledirme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, her ne kadar dosya kapsamı ile 1980'li yıllarda murisin eşi ...'in ticaretle uğraşmakta olduğu, işlerinin iyi gitmemesi nedeniyle maddi olarak sıkıntılar yaşadığı, bu nedenle çocuklarından bazı maddi yardımlar aldığı anlaşılmakta ise de, muris ...'in değişik tarihlerde dava konusu taşınmazları çoçukları davalılara yukarıda açıklandığı şekilde temlik ettiği, satış bedelinin murise ödendiğinin sabit olmadığı, öte yandan, murisin kayden davacı kızına ve dava dışı mirasçı ...'ye verdiği bir taşınmaz ya da yaptığı bir kazandırmanın dosya kapsamı ile sabit olmadığı açıktır. Öyle ise, mahkemece, murisin mirasçıları arasında mal paylaşımı yaptığından bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.Hâl böyle olunca; mahkemece, yukarıdaki açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, murisin çekişme konusu taşınmazları temlikindeki gerçek iradesinin ne olduğunun kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulması, davacı kızından mal kaçırması için bir nedeninin olup olmadığının tespit edilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.