MAHKEMESİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davacı dava dilekçesinde; davalı şirketin 20/07/2011 tarih, 3530 yevmiye nolu, 400,000,00TL. borç içerir ipotek senedine dayanarak, kayden maliki olduğu 605 ada, 193 parsel sayılı taşınmazına ipotek tesis ettirdiğini, 400.000,00 TL asıl borç üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı icra takibinin kesinleşmesi üzerine taşınmazın 22/05/2013 tarihinde yapılan açık artırma sonucu alacağa mahsuben ipotek alacaklısı davalı şirkete temlik edildiğini ve adına sicil kaydının oluştuğunu, gerçekte alacak/ borç ilişkisinin bulunmadığını, tescilin yolsuz olduğunu, mülkiyet hakkına dayalı olarak tahliye istendiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline, borçlu olmadığının tespitine olmadığı taktirde istirdatına, taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine icra inkâr tazminatına, tahliye işlemlerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, tahliyeyi geciktirmek amacıyla eldeki davayı açtığını, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte ödeme emrine itiraz edilmediğinden kesinleştiğini, satış işlemleri için yapılan kıymet taktirine itiraz ettiğini, ...Asliye 3. Hukuk Mahkemesinde açtığı menfi tespit davasından vazgeçtiğinden feragat beyanı nedeniyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın kesinleştiğini belirterek kesin hüküm nedeniyle davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davacı tarafından.. 16. İcra Dairesince yapılan icra takibinin dayanağı 650 ada, 193 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ipotekle teminat alınan borcun, gerçek olmadığının tespiti isteği ile ..Asliye 3. Hukuk Mahkemesinde açılan 2012/580 Esas ve 2013/1 karar sayılı, menfi tespit davasının feragat nedeniyle reddedildiği ve temyiz edilmeksizin 19/12/2013 tarihinde kesinleştiği, anılan menfi tespit davası ile eldeki iptal ve tescil davasının tarafları ve konusunun aynı olduğu, kesinleşen menfi tespit davasında verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olup eldeki dava bakımından bağlayıcı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden;.. 16. İcra Müdürlüğünün 2011/16097 Esas sayılı dosyası üzerinden borçlusunun davacı ... alacaklısının ... Taşımacılık Tekstil İnşaat Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, davalı şirketin 400.000,00 TL. alacağa ilişkin ipoteğe dayanarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı icra takibinin, Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2011/16097 Esas sayılı dosyası ile kesinleştiği, ..5. İcra Müdürlüğünün 2012/71 sayılı talimatı üzerine davaya konu taşınmazın 22/05/2013 tarihinde yapılan açık artırma yolu ile ipotek takibinin alacaklısı olan davalı şirkete alacağına mahsuben satıldığı, kesinleşen ihale sonucunda dava konusu taşınmazın davalı şirket adına tapuya tescil edildiği ve davalı şirketin mülkiyet hakkına dayalı olarak tahliye talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; Hukuk Usulü Muhakmeleri Kanunu'nun 303. maddesinde; ".... Bir davaya ait şekli anlamda kesinleşmiş olan hükmün, diğer bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması " gerektiği düzenlenmiştir.Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır.Hemen belirtmek gerekir ki; Borçlu taraf İcra İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmü çerçevesinde; icra takibi öncesinde ve icra takibi sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Ancak borçlunun menfi tespit davası açması, ihale sonucu edinilen mülkiyete dayalı tescilin yolsuz olduğu iddiasıyla tapu iptal ve tescil davası açmasına engel olacağı söylenemez.Hâl böyle olunca, işin esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delillerin toplanması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.Davacının, temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.