MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali-tescil; tenkis ve vasiyetnamenin tenfizi istemlerine ilişkin davaların yapılan yargılama sonunda yerel mahkemece asıl (2008/116 Esas) ve birleşen (2008/206 esas, 335 Esas) davaların reddine, birleşen 2008/220 esas sayılı davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar asıl davanın (2008/116 Esas) davacıları tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl dava; ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tscil olmadığı taktirde tenkis, birleşen 2008/206 Esas ve 2008/335 Esas sayılı davalar vasiyetnamenin iptali, olmadığı taktirde tenkis, birleşen 2008/220 esas sayılı dava ise vasiyetnamenin tenfizi isteklerine ilişkindir.Davacılar ..... ve ..... asıl davada; ortak mirasbırakanları .....'nun 525 ada, 2 nolu parselini, 26/08/2004 tarihinde damadı olan davalıya 198 nolu parseldeki 300/5560 payını ise kızı olan ...'ye bağış yolu ile temlik ettiğini, murisin, ölümünden bir yıl önce bağıştan rücu nedenine dayalı olarak ... Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde tapu iptal ve tescil davası açtığını, temlik tarihinde murisin hukuki ehliyetinin olmadığını, mirastan mal kaçırmanın amaçlandığını ileri sürerek tapu kaydının miras payları oranında iptali ile adlarına tesciline olmadığı taktirde tenkisine karar verilmesini istemişlerdir.Davacı...., davalılar .... ve ...aleyhine açtığı birleşen 2008/206 Esas sayılı davada; mirasbırakanın,292 nolu parselini, ..Noterliğinde düzenlenen 30/10/2007 tarih ve 6165 yevmiyeli vasiyetname ile torunları ..., ve .....'na bıraktığını, davalı ..aleyhine açtığı birleşen 2008/335 Esas sayılı davada ise ; 538 nolu parselini... Noterliğinde düzenlenen 4121 yevmiyeli düzenleme şeklindeki 02/03/2005 tarihli vasiyetname ile bağışladığını, murisin sağlararası kazandırmalarla mirastan mal kaçırmayı amaçladığını, vasiyetnamelerin geçerli olmadığını ileri sürüp vasiyetnamelerin iptalini olmadığı taktirde tenkisini istemiştir.Davac.. davalılar .. ve.... aleyhine açtığı birleşen 2008/220 Esas sayılı dava da mirasbırakanın, ahşap ev, bahçe vasıflı, 583 parsel sayılı taşınmazın tamamını kendisine vasiyet ettiğini, 02/03/2005 gün ve 4121 yevmiyeli vasiyetnamenin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/903 Esas sayılı dosyasında açıldığını, diğer mirasçıların vasiyetnameyi kabul ettiklerine ilişkin beyanlarını imzaları ile teyit ettiklerini belirterek vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.Mahkemece; 2008/116 Esas sayılı, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tenkis isteğine ilişkin asıl dava ile birleşen 2008/206 ve 2008/335 Esas sayılı vasiyetnamenin iptali olmadığı taktirde tenkis istemli davaların reddine, birleşen 2008/220 Esas sayılı, vasiyetnamenin tenfizi istemli davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm asıl davanın davacıları tarafından asıl davada verilen ret kararına yönelik olarak temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; tarafların ortak mirasbırakanı 1919 doğumlu, .....'nun 02/02/2008 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak çocukları.. ve ... bıraktığı, murisin kızı..ve oğlu....'nun davacı, kızı . ... ve damadı ..'nin de davalı oldukları mirasbırakının, 525 ada, 2 parsel sayılı taşınmazını 26/08/2004 tarihinde damadı ..ye, 198 parsel sayılı taşınmazdaki 300/5560 payını da 17/01/2006 tarihinde davalı kızı ...'ye bağış yoluyla temlik ettiği, mirasbırakanın davalılar aleyhine 28/02/2007 tarihinde, ...Asliye 2. Hukuk Mahkemesinde açtığı bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı iptal-tescil istemli davanın iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, 2007/66 Esas, 2007/356 Karar sayılı, kararın davacının temyizi üzerine derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği, mirasbırakanın Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen 28/02//2014 tarih, ve 890 karar sayılı raporla akit tarihi itibariyle ehliyetli olduğunun saptandığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddesi gereğince mirasbırakanın Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen 28/02//2014 tarih, ve 890 karar sayılı raporla akit tarihi itibariyle ehliyetli olduğu, çekişmeye konu 525 ada, 2 parsel ve 198 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan tarafından geçerli işlem olan bağış yoluyla temlik edildiği saptandığına bu temliki işlemler bakımından 01.04.1974 Tarih, ½ Sayılı İnançları Birleştirme Kararının uygulanma olanağı bulunmadığına göre ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteği bakımından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine,Davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince;Ancak tenkis isteği bakımından aynı isabetin sağlandığını söyleyebilme olanağı yoktur.Bilindiği üzere; mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564). Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılarda parsel sayılın ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Ne var ki; mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmış değildir.Şöyle ki; davalılardan ....'ye kazandırılan 198 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapı ile daval....'na kazandırılan 583 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının, davalılar..ve ...arafından yapıldığının değer tespitinde gözetilmediği, taşınmazların değerine ilişkin tespitler bakımından raporlar arasındaki çelişkinin giderilmeden sonuca gidildiği, temlik dışı taşınmazlardan 348 parsel sayılı taşınmazın muris hayatta iken kamulaştırma ile 637 ve 638 parsellere ifraz gördüğü, 637 parselin kamulaştırıldığı, 638 parselin ise imar düzenlemesi ile 525 ada, 2,4 ve 526 ada, 8 parsele revizyon gördüğü halde temlik dışı terekenin tespitinde hem 638 parselin hem de müfrez 525 ada, 2 parselin değerlendirmeye alındığı, vasiyetnameye konu edilen 538 parsel bakımından vasiyetnamenin iptali olmadığı taktirde tenkisi istemi ile açılan davada red kararı verildiği ve halen muris adına kayıtlı olduğuna göre temlik dışı terekede yer almadığı, davacılardan .... bakımından saklı payın ihlal edilip edilmediği belirlenirken lehine yapılmış bir kazandırma bulunmadığının gözardı edildiği görülmektedir.Hâl böyle olunca; yukarıdaki ilkeler çeçevesinde tenkis incelemesi yapılmak üzere karar bozulmalıdır. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.