MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tenkis davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar taraflarca yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl dava, tenkis; birleştirilen dava, denkleştirme isteklerine ilişkindir.Davacı, ortak mirasbırakanları ...'nin kayden maliki olduğu .. .ada. ..parseldeki ...nolu bağımsız bölümü davalı ....'e,nolu bağımsız bölümü ise davalı Işık'a hibe ettiğini, murisin aynı taşınmazda dava dışı... nolu bağımsız bölümünün olduğunu, davalılara yapılan kazandırmalar ile saklı payının zedelendiğini, davalıların sonrasında bu taşınmazları 3. kişilere devrettiklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere 1.000'er TL tenkis bedelinin yasal faizi ile davalılardan tahsiline, birleştirilen davasında, dava konusu temliklerin davacılara miras paylarına mahsuben yapıldığını ileri sürerek 4721 sayılı TMK'nun 669. maddesi gereğince denkleştirmeye karar verilmesini istemiştir.Davalılar, 1966 yılında ölen babaları ....'den miras kalan taşınmazların satımı sonucunda davacının miras payını aldığını ve kendilerine düşen miras payı ile de dava konusu... ve ... nolu bağımsız bölümlerin temellük edilip mirasbırakanları ...'nin adına tescil edildiğini, annelerinin dava konusu temlik ile aslında haklarını iade ettiğini belirterek asıl ve birleştirilen davaların reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacının saklı payının zedelendiği iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak 1.000'er TL'nin davalılardan tahsiline ve kanıtlanamayan birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan ....'nin 30.01.1972 tarihinde kayden maliki olduğu çekişme konusu ...ada ... parseldeki ... nolu bağımsız bölümü intifa hakkını uhdesinde tutarak davalı Işık'a, ... nolu bağımsız bölümü ise yine intifa hakkını üzerinde bırakarak diğer davalı ...'e bağış suretiyle devrettiği, dava dışı ..nolu bağımsız bölümün muris adına kayıtlı bulunduğu, dava konusu edilen bağımsız bölümlerin 3. kişilere temlik edildiği, murisin 23.02.2008 tarihinde öldüğü, geriye oğlu davacı ... ile davalı kızları Işık ve ...'in kaldığı, eldeki tenkis davasının ise 16.02.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki, muris ...nin saklı payı giderme kasdıyla davaya konu temlikleri yaptığı ve yapılan tenkis hesabı ile de davacının saklı payının ihlal edildiği saptanarak tenkis davasının kabul edilmesinde ve denkleştirme koşullarının oluşmadığı belirlenerek birleştirilen davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Davacının temyiz itirazlarına gelince; Mirasçılık ve mirasın geçişi mirasbırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s. Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun m. 17). Mirasbırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekir.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Kanun uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Kanun uygulanacaksa üç aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tespiti gerekir (TMK m.564) Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (Sabit Tenkis Oranı) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (TMK m.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olaya, gelince davalıların tercih haklarını 08.03.2011 tarihinde bedel ödeme olarak kullandıkları, kararın ise 26.06.2013 tarihinde verildiği, ödenecek tenkis bedelinin 4721 sayılı TMK'nun 564/2. maddesi gereğince taşınmazların karar tarihindeki değerine göre belirlenmesi gerektiği oysaki mahkemece tercih tarihi esas alınarak değer belirlendiği anlaşılmaktadır.Öte yandan, tenkis davalarında dava dilekçesinde gösterilen değer harca esas değer olup gerçek hesap saklı payın ihlal edildiği belirlendikten sonra ortaya çıkacağından bilirkişilerce belirlenen bedelin hüküm altına alınması gerekirken davacı tarafın fazlaya ilişkin hakkı saklı tutularak ve dava dilekçesindeki istekle bağlı kalınarak talep edilen bedelin hüküm altına alınmış olması doğru değildir.Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler dikkate alınmak suretiyle davaya konu taşınmazların bir an önce değerleri belirlenip, bu değerin sabit tenkis oranı ile çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir kabulüyle; hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,02.07.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.