Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9602 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 6217 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ : ÇEŞME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/11/2011NUMARASI : 2010/97-2011/373Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Davacılar, kök miras bırakanları H.'ın 15 parsel sayılı arsa nitelikli taşınmazını murisleri M.'e satış suretiyle temlik ettiğini, murisleri tarafından taşınmaza bina yapılıp 1987 yılında kat mülkiyeti tesis edildiğini, Çeşme Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/484 – 2000/189 sayılı kararının 15 sayılı parsele ilişkin olup, 2 nolu bağımsız bölümle ilgisi olmadığı halde Tapu Sicil Müdürlüğünce kararın 2 nolu bağımsız bölüm yönünden infaz edildiğini, oysaki davalı tarafın 2008/128 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında bağımsız bölümlerde bir hakkı olmadığını beyan ettiğini, yolsuz tescil oluştuğunu ileri sürüp 2 nolu bağımsız bölümdeki davalıya ait 1/8 payın tapusunun iptali ile adlarına tescili isteğinde bulunmuşlardır.Davalı davanın reddini savunmuş, mahkemece, davalının bağımsız bölümlerde hak iddia etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden tarafların ortak miras bırakanı H.'ın, 306 m² arsa cinsli 15 parsel sayılı taşınmazını 14.05.1980 tarihinde oğlu olan davacıların murisi M.'e satış suretiyle temlik ettiği, eldeki davanın davalısı tarafından M.aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davanın kabulle sonuçlandığı (1995/484-2000/189 sayılı) ancak bu arada taşınmazda kat mülkiyeti kurulduğu, 2 nolu bağımsız bölümün M., 1 nolu bağımsız bölümün de dava dışı kişi adına kayıtlı olduğu, 1995/484-2000/189 sayılı ilamın 2 nolu bağımsız bölüm yönünden infaz edilerek anılan bağımsız bölümün 1/8 payının eldeki davanın davalısı adına 10.11.2009 tarihinde tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği ve T.M.K.'nun 722. maddesinde düzenlendiği üzere yapı arazinin bütünleyici parçısıdır. (mütemmim cüzüdür) Hukukumuzda da zemininin ayrı kişiye, üstündeki binanın başka kişiye ait olması değil tek mülkiyet esası benimsenmiştir. Kat Mülkiyeti Yasası'nın 3. maddesine göre de, kat mülkiyeti, arsa payı ve ana taşınmazdaki ortak yerlerle bağlantılı özel bir mülkiyettir. Öte yandan, binanın, sahibine kişisel hak sağlayacağı ve bina sahibinin ancak bedel isteyebileceği de kuşkusuzdur.Somut olaya yukarıdaki ilkeler uyakınca bakıldığında ve 1995/484 – 2000/189 sayılı kararın taraflar arasında kesin hüküm oluşturduğu gözetildiğinde tapu memurunun kat mülkiyeti kurulması nedeniyle artık hukuki varlığı kalmayan 15 sayılı parsel üzerinden değil çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince 2 nolu bağımsız bölüm üzerinden ilamı infaz etmesinin yolsuz tescil oluşturmadığı açıktır.Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı HMK.'nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMY'nın 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.9.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.