Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9601 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 6215 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ : ADALAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/11/2011NUMARASI : 2007/103-2011/387Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil isteğine ilişkindir.Dava tapu iptali ve tescil isteği ile açılmış yargılama sırasında taşınmazın birden çok el değiştirmesi üzerine, davacı isteğini 1086 sayılı HUMK'nun186/1 maddesi ve 6100 sayılı HMK'nun 125. maddesi uyarınca bedele dönüştürmüştür.Davalı davanın reddini savunmuş. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğinden mirasbırakanın 30.09.2006 tarihinde öldüğü, mirasçıları olarak dava dışı eşi ile manevi evlatları olan davanın taraflarının kaldığı, mirasbırakanın çekişme konusu 121 parsel sayılı taşınmazını 29.12.2004 tarihinde ölünceye kadar bakma akdi ile davalıya temlik ettiği, muris adına halen İstanbul Beylikdüzü'ndeki taşınmazınn 1/2 hissesinin kaldığı, murisin Şişli Pangaltı'daki 1293 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını dava dışı eşine satış şeklinde devrettiği davacının Şişli 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 2007/402 E., 2009/533 K., sayılı dava sonunda miras payını hükmen aldığı anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere ;Ölünceye kadar bakıp gözetme sözleşmelerinde bakım alacaklısının ölümü sözleşmenin sona ermesini gerektirdiği halde bakım borçlusunun ölümü ile sözleşme son bulmaz, bakma ve görüp gözetme borcu bakım borçlusunun mirasçılarına intikal eder. Ancak yasa koyucu bakım alacaklısına, isteği dışında, bakım borçlusunun mirasçıları ile birlikte yaşamaya zorlamamak için ölüm tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşmeyi bozma (feshetme) hakkı tanımıştır.(B.K.nun 5l8.) Ne varki, bakım alacaklısının ölüm nedeniyle sözleşmeyi bozması (feshetmesi) halinde bakım borçlusuna verdiği malı aynen mirasçılarından geri istemesine yasal olanak yoktur. Bu durumda Borçlar Kanunun 518.maddesinde açıkça belirtildiği üzere sadece borçlunun iflası halinde, İflas masasından isteyebileceği miktara eşit bir para talep edebilir. Nitekim bu ilke 5.6.1957 tarih 25/22 sayılı inançları birleştirme kararında da açıkça vurgulanmış, uygulama bu yönde kararlılık kazanmıştır. Öte yandan, Borçlar Kanununun 5l8.maddesinde öngörülen fesih beyanının kullanılması ile sözleşmenin ortadan kalkacağı; feshin hükümlerinin önceye etkili olamayacağı; bu nedenle ölünceye kadar bakma sözleşmesinin o zamana kadar meydana getirdiği hükümleri muhafaza edeceği kuralıda yerleşmiş Yargıtay İçtihatları ve Bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmiştir. Somut olaya gelince mirasbırakanın temlik tarihinde 84 yaşında olduğu, davacı manevi evladının murisle ilgilenmediği, murisle davalı tarafın ilgilendiği, ölünceye kadar bakma akitlerinin ivazlı akitlerden olup davalının bakım borcunu yerine getirdiği, mirasbırakanın mal kaçırma amacı olsa idi tüm malvarlığını devredebilecekken bunu yapmadığı dolayısıyla temlikin gerçek bakım karşılığı olduğu mal kaçırmanın amaçlanmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.9.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.