Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9598 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 5345 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ : HINIS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/03/2011NUMARASI : 2004/130-2011/59Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kadastroca davalılar adına tespit ve tescil edilen 6 parça taşınmazla ilgili olarak davalıların miras bırakanın zilliyetliğe dayalı olarak açmış olduğu davanın reddedildiğini, kadastroca davalılar adına tespit ve tescilin yolsuz nitelikte olduğunu, taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, 3402 sayılı Yasanın 12/3.maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, Hazine tarafından açılan, devletin hüküm tasarrufu altıdaki yer iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, 3402 sayılı yasanın 12/3 maddesinde sözü edilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Gerçekten de, çekişme konusu taşınmazların, kadastro tespitlerinin 1988 y??lında davalılar adına yapılmak suretiyle kesinleştikleri tarih olan 15.10.1988 tarihinden davanın açıldığı 29.6.2004 tarihine kadar 3402 sayılı Kadastro Yasasının 12/3 maddesi hükmünde öngörülen 10 yıllık sürenin geçtiği ve 14. 3. 2009 tarihinde yürürlüğe giren ve 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi hükmüne ilave düzenlemeler getiren 5841 sayılı Yasa hükümleri gözetilerek davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması karar tarihi itibariyle doğrudur.Ancak, 5841 sayılı Yasa, Anayasa Mahkemesinin 12.5.2011 tarihinde 31/77 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Eldeki dava kesin hüküm halini alarak sonuçlanmadığına göre, kazanılmış hakkın istisnasını teşkil edeceğinden Anayasa Mahkemesinin iptal hükmü gözetilerek 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesi hükmü halen yürürlüğünü devam ettirdiği için, işin esasına girilmesi, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, özellikle, davalıların miras bırakanı tarafından açılıp kesinleşen tescil davasının kapsamının belirlenmesi, şayet eldeki davada çekişmeye konu edilen taşınmazlara ilişkin olduğu anlaşılır ise, anılan kararın kesinleşme tarihinden itibaren kadastro tutanağının tanzim tarihine kadar 3402 sayılı yasanın 14. maddesinde öngörülen kazandırıcı zaman aşımı yolu ile iktisap koşullarının gerçekleşmediği gözetilerek, bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. O halde, davacı Hazinenin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü 1086 sayılı HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.