MAHKEMESİ : ANKARA 20. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/02/2013NUMARASI : 2011/238-2013/45Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, pasif husumetten reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkin olup, mahkemece; pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, kayden paydaşı olduğu müfrez tarla nitelikli 15 parsel sayılı taşınmazdaki 11 nolu daireyi, davalıların kiraya vermek suretiyle kullandıklarını ileri sürerek, ecrimisil istekli eldeki davayı açmış; davalı Göktuğ dava konusu taşınmazla bir ilgisinin olmadığını,haksız müdahalesinin bulunmadığını savunmuş, diğer davalı Muammer ise savunmasında taşınmazı diğer paydaş Sıtkı'dan kiraladığını,buna dayalı olarak kullandığını beyan etmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 15 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere, davacı ve dava dışı birçok kişi adına kayıtlı olduğu, taşınmazda kat irtifakı tesis edilmediği, ancak üzerinde bina olup,11 numaralı bölümün dava konusu edildiği, davalı G.. B..'ın ve davalı Muammer'in kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı dava tarihi itibarı ile dava dışı diğer paydaş S.. B..'ın taşınmazda pay sahibi olduğu ve yargılama sırasında 05.10.2011 tarihinde payını dava dışı H.. E.. T..'a satış suretiyle temlik ettiği,dava konusu edilen 11 nolu bağımsız bölümün 01.04.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı paydaş S.. B.. tarafından davalı Muammer'e kiraya verdiği anlaşılmaktadır.Davalı G.. B..'ın çekişme konusu taşınmaza bir müdahalesinin olmadığı saptanmak suretiyle davanın bu davalı bakımından reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. .Davacının anılan davalı yönünden yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine.Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince;Bilindiği üzere, gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminattır. Öte yandan; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu kesin sonuç getiren taksim veya şüyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır. Bunlar; ecrimisil istenen taşınmazın (bağ, bahçe, işyeri gibi) doğal ürün veren yada kiraya verilerek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşma sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılması ve icra takibi yapılması halleridir. Bundan ayrı, taşınmazın getirdiği ürün itibariyle de, kendiliğinden oluşan ürünler; biçilen ot, toplanan fındık, çay yahut muris tarafından kurulan işletmenin yahut, başlı başına gelir getiren işletmelerin işgali halinde intifadan men koşulunun oluşmasına gerek bulunmamaktadır.Yine paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin elatmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinin bulunması durumunda ve davaya konu taşınmazın kamu malı olması durumunda yine intifadan men koşulu aranmaz. Bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerceklesmesi aranacaktır. İntifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiası, her türlü delille kanıtlanabilecektir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/3-131 E, 2002/114 K sayılı ilamı)Bir başka husus ta, Türk Medeni Kanununun 691. maddesi hükmü ve 06.05.1955 tarihli, 12/18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, paylı mülkiyete konu taşınmazlarda, pay ve paydaş çoğunluğunca yapılmayan kira sözleşmelerinin geçerli olmayacağı tartışmasızdır.Hemen belirtmek gerekir ki;çekişmeli 15 parsel sayılı taşınmazda kat irtifakı kurulmadığından paylı mülkiyet hükümleri geçerli olup her paydaşın payının 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki apartmanın tüm bölümlerine yaygın olduğu kuşkusuzdur.Hâl böyle olunca, 15 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tüm dükkan ve bağımsız bölümlerde paydaşların tamamını kapsayan fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığının, oluşmuşsa çekişmeli 11 nolu bölümün kim veya kimlerin kullanımına bırakıldığının, yukarıdaki ilkeler uyarınca açıklığa kavuşturulması, dava konusu yerin paydaş Sıtkı'nın kullanımına bırakıldığının belirlenmesi halinde davalı Muammer'in dava konusu taşınmazı geçerli bir kira sözleşmesine dayalı olarak kullanıldığının düşünülmesi, aksi halde paydaşlardan birisi tarafından yapılan kira sözleşmesinin geçerli olmadığı gözetilerek davacının payı oranında belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken aksi düşünce ile değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.