MAHKEMESİ : İPSALA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/12/2013NUMARASI : 2007/308-2013/246Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın, HMK 'nın 150/6. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde alacak istemine ilişkindir. Davacı, kayden maliki olduğu 113 ada 5 parsel sayılı taşınmaz ile 132 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki payını, okuma yazma bilmemesinden, yaşlılığından ve iyiniyetinden faydalanan davalıların mirasbırakanı Turhan hileye düşürmesi sebebi ile satış göstermek suretiyle anılan kişiye devrettiğini, okuma yazma bilmediği halde tanıkların huzurunda resmi aktin düzenlenmemiş olması sebebi ile şekil bakımından da işlemin sakat olduğunu, durumu anladığında kendisine 2 adet çek verildiğini, ancak ödenmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile, mümkün olmadığı takdirde çek bedelleri olan toplam 660.000.-TL'nin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın süresinde açılmadığını, ne şekilde hileye düşürüldüğünün açıklanmadığını, murisleri Turhan'ı davacının oğlu ve damadının öldürdüğünü, çeklerdeki imzalarında mirasbırakanlarına ait olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, dava dosyasının iki kez işlemden kaldırılıp yenilendiği, son yenilemeden sonra davanın taraflarca takip edilmediği gerekçesi ile HMK'nın 150/6. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 150. maddesinde belirlenen kurallarının uygulanabilmesi için, anılan maddenin birinci fıkrasında vurgulandığı üzere, tarafların usulüne uygun şekilde duruşmaya davet edilmiş olmaları zorunludur.Somut olaya gelince; davanın ikinci yenilemesinden sonra 30.09.2013 tarihli oturuma davacı vekilinin mazeret bildirdiği, davalı vekilinin de hazır olduğu, anılan oturumda davacı vekilinin mazereti konusunda açıkça olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, duruşmanın 12.12.2013 tarihine atılması ile mazeret talebinin zımnen de olsa kabul edilmiş olduğu, ancak duruşmanın 12.12.2013 tarihine bırakıldığı hususunun davacı vekiline tebliğ edilmediği, başka bir söyleyişle, davacı vekilinin duruşma gününden haberdar edilmediği anlaşılmaktadır../..Hâl böyle olunca, öncelikle, davacı tarafın usulüne uygun biçimde duruşmaya davet edilmesi, duruşmaya geldiği takdirde yargılamanın sürdürülmesi, aksi halde HMK'nın 150. maddesinin uygulanması gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün belirtilen nedenle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.