Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9480 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5646 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/05/2013NUMARASI : 2011/641-2013/240Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul 10. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 21.05.2013 gün ve 2011/641 esas 2013/240 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 18.11.2014 gün ve 14963-17787 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde taraflar vekillerince istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Asıl dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taşınmaz bedelinin tahsili isteklerine, birleşen dava ise, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Asıl ve birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, davacı (birleşen davanın davalısı) ve davalının (birleşen davanın davacısının) temyizi üzerine, Dairece; “dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; 2083 ada 24 parsel sayılı arsa vasıflı taşınmazın 9.8.1966 tarihinde kadastroca İstanbul Belediyesi adına tespit ve tescil edildiği, beyanlar hanesinde tarafların mirasbırakanı Aziz ve davacı-(davalı) Rafet lehine muhtesat şerhi konulduğu, İstanbul Belediyesinin taşınmazı yarı yarıya paylarla 10.10.1968 tarihinde Aziz ile Rafet'e satış yoluyla temlik ettiği, taşınmazın 7.2.1989 tarihinde ıslah imar planı uygulaması ile 8429 ada 4 parsel numarası ile aynı kişiler adına 1/2'şer paylarla tescil edildiği, taşınmaz üzerindeki binanın yarısı murisin, yarısı ise Rafet'in zilyetliğinde iken Eyüp Noterliğinin 25.4.1962 tarihli satış mukâvelenamesinde mirasbırakan Aziz sahibi olduğu yarım bina enkazının zilyetliğini davacı-davalı oğlu Rafet'e sattığı anlaşılmaktadır.Birleşen davada ileri sürülen iddianın içeriğine ve davalının savunmasına göre; yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip, üçüncü kişiden satın aldığı taşınmazı mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi (davalı) adına kaydettirmesi halinde 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulamayacağı noktasında toplanmaktadır. ./..Gerçekten, 1.4.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararı, konusu ve sonuç bölümü itibariyle, murisin kendi üzerindeki tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur. Bunun yanı sıra, karara, yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik olarak uygulama olanağı sağlanamayacağı; Hukuk Genel Kurulunun 30.12.1992 tarihli 586/782; 21.9.1994 tarihli 248/538; 21.12.1994 tarihli 667/856; 11.10.1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında belirtilmiş; Dairenin yargısal uygulaması bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Hâl böyle olunca; olayda 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı ve tenkis isteği olmadığı da gözetilerek muris muvazaası hukuksal nedenine dayanılarak açılan birleşen dosyadaki tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Asıl davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince; mirasbırakan Aziz tarafından henüz malik olmadığı dönemde yaptığı noter sözleşmesine üstünlük tanınmayarak asıl davanın reddine karar verilmiş olması da doğrudur.Ne varki; davalı- birleşen dosyanın davacısı Sayinur , birleşen dava ile ilgili olarak dava değerini ıslah ederek eksik harcı ikmal ettiği halde, Sayman Mutemet Alındısında hatalı olarak asıl dosya davacısı Rafet yatırdığı yazılmış ve mahkemece de bu yanılgı devam ettirilerek asıl davada, davası reddedilen davacı- davalı aleyhine fazla vekâlet ücretine hükmedilmiş olması ve harcın asıl davacıya iadesine karar verilmiş olması doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuştur.Hemen belirtmek gerekir ki, işin esası bakımından dosya kapsamı ile verilen daire bozma kararı doğrudur. Davalı (birleşen davanın davacısı) Sayinur'un tüm, davacı (birleşen davanın davalısı) Mehmet Rafet'in karar düzeltme dilekçesinde yazılı öteki nedenler HUMK'un 440. maddesinde gösterilen dört halden hiçbirine uymamaktadır. Bu nedenle, 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla açıklanan yönlere ilişkin karar düzeltme isteğinin REDDİNE, Davacı (birleşen davanın davalısı) Mehmet diğer karar düzeltme isteğine gelince; birleşen davanın davacısı Sayinur Tunç tarafından açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davanın reddine karar verilmiş olup, yargılama sırasında keşfen belirlenen değer üzerinden anılan davacı eksik harcı ikmal ettiğine göre, birleşen davanın reddine karar verilmiş olması nedeniyle birleşen davanın davalısı lehine harcı ikmal edilen ve davaya konu miras payı değeri üzerinden avukatlık asgari ücret tarifesi hükümlerine göre vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile eksik avukatlık parasına karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı (birleşen davanın davalısı) Mehmet bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 440. maddesi gereğince kabulüne, dairenin 18.11.2014 tarih, 2013/14963 Esas, 2014/17787 Karar sayılı bozma kararının Ortadan Kaldırılmasına, mahkemenin 24.05.2013 tarih, 2011/641 Esas, 2013/240 karar sayılı kararının açıklanan bu nedenlerin ilavesi suretiyle, HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.