MAHKEMESİ : EZİNE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 18/12/2013NUMARASI : 2012/157-2013/223Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, tetkik hakimi . ..’ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp, düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacı, kayden maliki olduğu 140 ada 26 parsel sayılı taşınmazı askerden geldiğinde bila bedel kullanması için davalıya izin verdiğini, ancak 4 yıl önce taşınmazı teslim etmesini istemesine ve ardından ihtar da göndermesine rağmen işgalin devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesini, yapıların yıkılmasını ve 2.500,00 TL ecrimisilin tahsilini istemiştir.Davalı, dava konusu taşınmazı kira sözleşmesine istinaden kullandığını, davacı ile yapılan sözleşme uyarınca, taşınmazı restoran hizmeti vermek üzere kullanması, karşılığında anılan yerle ilgilenip, işgalden korumak konusunda mutabık kaldıklarını, yapılan hizmet karşılığı taşınmazı ücretsiz kullanma hakkına sahip olduğunu, davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, taraflar arasında çekişme konusu taşınmazın kullanımına dair ariyet sözleşmesi olduğu, davacının gönderdiği ihtar ile anılan sözleşmeye son verdiği, taşınmazla ilgilenilmesi, haksız işgalden korunmasının kira sözleşmesi kapsamında olmayacağı, fuzuli işgalci olan davalının ihtar tarihinden itibaren ecrimisilden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Çekişme konusu 140 ada 26 parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı sabittir../..Öte yandan; davacı ile davalı arasında 20.07.1994 tarihinde davacının 14.06.1977 tarih, 10 sıra nolu tapu ile maliki olduğu ve halen Bozcaada Kadastro Mahkemesinin 1994/2 esasında davalı olan taşınmazın korunması, işgallerin önlenmesi için koruma görevlisi davalı ile ücret alınmıyacağı şeklinde sözleşme yapıldığı, sözleşmenin 1 yıl geçerli olup, süre sonunda kendiliğinden münfesih olacağının kararlaştırıldığı, davacı adına vekili oğlu Mete Taner'in sözleşmeyi imzaladığı, davacının ise, yargılama sırasında, aslı ibraz edilmeyen böyle bir sözleşmenin yapılması için talimat verdiğini hatırlamadığını bildirdiği görülmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki, elatma haksız bir eylem olup, elatmanın önlenmesi davasının haksız eylemi gerçekleştiren kişiye karşı, başka bir deyişle taşınmaza fiilen elatana karşı açılması gerektiğinde kuşku yoktur.Somut olayda, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki, davacı iddiası bakımından yapılan uygulama sırasında mahalli bilirkişi ve tanıklar, dava konusu taşınmaza 15-17 yıl önce mevcut binaların inşa edildiğini, öncesinde davalı bu yeri kullanmakta iken 1-2 yıl önce ayrıldığını, halen babası Ali kullandığını, davalının ise başka yerde kafe işlettiği bildirilmişlerdir.Hal böyle olunca; davalının husumet itirazı doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, mahallinde yeniden uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak, dava tarihi itibariyle taşınmazı kimin kullandığının açıklığa kavuşturulması, davalının haksız kullanımının bulunup bulunmadığı, varsa hangi tarihleri kapsadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanması, bilirkişilerden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre davadaki istekler bakımından bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalının bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.