MAHKEMESİ : FETHİYE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/03/2013NUMARASI : 2011/452-2013/139Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 24.03.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat B. K ile temyiz edilenler vekili Avukat Ş.D geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi . .. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, ecrimisil isteğine ilişkindir.Davacılar, kayden paydaş oldukları 182 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın yapılaşmak suretiyle müdahale ettiklerini, daha önce elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteği ile açılan davanın kabulle sonuçlanmasına rağmen davalıların elatmayı sonlandırmadıklarını ileri sürerek, ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, mirasbırakanları Nevzat tarafından dava konusu taşınmazın paydaşlarından Fitnat'ın payının haricen satın alındığı hâlde, Fitnat'ın çekişmeli taşınmazdaki payını resmi akitle davacılara satış suretiyle devretmesi sebebiyle murisleri Nevzat tarafından tapu iptal ve tescil isteği ile açılan davada ve Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/274 Değişik İş sayılı dosyasında verilen tedbir kararları gereğince çekişmeli taşınmazı iyiniyetli olarak kullandıklarını, ayrıca tedbir kararının Fethiye 2.İcra Müdürlüğü'nün 2011/3876 E., sayılı takip dosyası ile infaz edildiğini, belirterek davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir. ./..Davaya konu 182 ada 3 parsel sayılı taşınmazda, dava dışı Fitnat ve diğer paydaşların taşınmazdaki paylarını davacılara satış suretiyle devretmeleri sonucunda davacıların paylı mülkiyet üzere çekişmeli taşınmazda malik oldukları kayden sabittir.Gerçekten de; davalıların murisi Nevzat tarafından harici satın almaya dayalı olarak tapu iptal ve tescil isteği ile açılan Fethiye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/274 E. 2013/176 K. sayılı dava dosyası ile davacılar tarafından elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekleri ile açılan Fethiye Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1998/472 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda; tapu iptal ve tescil istekli asıl davanın reddine, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli birleştirilen davanın ise kabulüne dair verilen kararın Yargıtay 14.HD. tarafından 24.11.2014 onandığı, karar düzeltme isteğinin ise 15.05.2015 tarihinde ret edildiği görülmektedir. Bu durumda davalıların kullanımının ihtiyadi tedbir kararına dayandığını söyleyebilme olanağı kalmadığından, çekişmeli taşınmaza davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın yapılaşmak suretiyle müdahale ettikleri saptanarak, ecrimisil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasından kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalılarının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.Davalıların diğer temyiz itirazlarına gelince; bilindiği ve gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarihli 22/4 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.02.2004 günlü ve 2004/1-120-96 sayılı kararı).Hemen belirtilmelidir ki, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde HMK'nın 266 vd. maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir. Eğer, özellikle arsa ve binalarda kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.../...İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenir. Sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilir.Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yukarda belirtilen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapılmış, emsal araştırması yapılmadan mahkemece bu rapor ile sonuca gidilmiştir. Hâl böyle olunca; mahkemece, yeniden bilirkişi heyeti oluşturmak suretiyle dava konusu taşınmaz üzerinde keşif yapılması, davalıların elattıkları kısımların açık ve net şekilde saptanarak ve davaya konu taşınmazdaki yapıların davalılar tarafından yapıldığı hususu da gözetilmek suretiyle yukarda belirtilen ilkeler çerçevesinde emsaller de incelenerek bilimsel verilere uygun denetime elverişli ecrimisil hesabını içeren bilirkişi raporu alınması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.Davalının değinilen yöneler itibariyle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.