MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 26/12/2013NUMARASI : 2012/628-2013/722Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . .. raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup mahkemece; K.. K.. AŞ. aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı şirket bakımından da elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin olarak harcı yatırılmak suretiyle açılmış bir dava bulunmadığından davanın açılmamış sayılmasına, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar dava dilekçesinde; komşu parselde davalı şirket tarafından yaptırılan inşaat çalışmaları sırasında çıkan toprak, moloz ve diğer atıkların usûlsüz olarak maliki oldukları 196 ada, 7, 8 ve 10 parsel sayılı taşınmazlara döküldüğünü, hafriyat nedeniyle taşınmazların kullanılamaz hale geldiğini, maddi zararın oluştuğunu, noter kanalıyla keşide edilen ihtarname ile zararın giderilmesi ile hafriyatın kaldırılmasını istedikleri hâlde, sonuç alamadıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, davalı K.. K.. AŞ ise, malik bulunduğu 197 ada, 10 parsel sayılı taşınmaza inşaat yapılmak üzere diğer davalı yüklenici ... İnşaat Sanayii ve Ticaret AŞ. ile eser sözleşmesi yapıldığını, yüklenici şirketin eser sözleşmesi kapsamında K.. K.. .. Konut İmar Turizm A.Ş.'den bağımsız olarak inşaat yaptığını, anılan sözleşmenin eki Özel Teknik ve İdari Şartname uyarınca sorumluluğun yüklenici şirkete ait olduğunu, kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, diğer davalı ... İnşaat Sanayii ve Ticaret AŞ. kullanılan alanın keşfen belirlendiğini, kira bedeli teklif edildiği halde anlaşamadıklarını, talebin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davalı K.. K.. AŞ'nin savunmasına itibar edilerek hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan, diğer davalı şirket bakımındanda hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 196 ada, 7, 8 ve 10 parsel sayılı taşınmazlarda davacıların kayıt maliki oldukları, davalı şirketlerin kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır../..Öte yandan; davacılara zarar verilmesine yol açan inşaatın, davalı K.. K.. AŞ ile diğer davalı yüklenici .. İnşaat Sanayii ve Ticaret AŞ. arasında düzenlenen 06/12/2007 tarihli "Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" uyarınca yapıldığı sabittir. Bu durumda yüklenicinin eseri meydana getirirken kendi adına olduğu kadar arsa ve yapı malikleri adına da hareket ettiği kuşkusuzdur.Hemen belirtilmelidir ki; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 683. maddesindeki düzenlemeye göre; mülkiyet hakkı sahibinin her türlü haksız elatmanın önlenilmesini isteyebileceği, 4721 sayılı TMK'nin 730. ve 738. maddelerindeki düzenlemeler karşısında; arsa malikinin yüklenici ile arasında gerçekleştirdiği aktin ifası sırasında meydana gelen zarardan üçüncü kişilere karşı kusursuz sorumluluğunun bulunduğu arsa malikinin hiçbir kusuru olmasa bile kendi arsasına yaptırdığı yapının doğuracağı her türlü zarardan yapı maliki olması nedeniyle kusur aranmaksızın üçüncü kişilere karşı sorumlu olduğu tartışmasızdır.Diğer taraftan; yüklenicinin eser sözleşmesi kapsamında inşaatı yaparken komşu taşınmaza verdiği zarardan dolayı; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 41. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49.) maddesi uyarınca kusura dayanan bir sorumluluk altında olduğu da muhakkaktır.Yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ve ilkeler çerçevesinde somut olay irdelendiğinde; komşu arsa maliki davalı K.. K.. .. Konut İmar Plan Turizm Ulaşım AŞ ile diğer davalı yüklenici .. İnşaat Sanayii ve Ticaret AŞ. arasındaki eser sözleşmesinin, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 355. ve devamı maddeleri (6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 470. ve devamı maddeleri) uyarınca, tarafları bakımından bağlayıcı olacağı, ancak sözleşmenin tarafı olmayan, eserin yapımından zarar gören bakımından hüküm ifade etmeyeceği, dolayısıyla arsa ve yapı maliki konumundaki davalı şirketin, yüklencinin verdiği zarardan kusursuz sorumlu olduğu sonucuna varılmaktadır.Hâl böyle olunca; davalı yapı maliki şirket ile diğer davalı yüklenici şirketin, davacılara verilen zarardan dolayı birlikte sorumlu oldukları, yüklenicinin haksız eyleminden dolayı yapı maliki davalının da sorumluluğu bulunduğuna göre davalı K.. K.. AŞ bakımındanda işin esasına girilerek soruşturmanın tamamlanması hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davalı K.. K.. AŞ bakımından pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususlar bakımından şimdilik karar verilmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.