MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-KARAR-Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Dosya içeriğinden anlaşılacağı üzere;Davacı vekili tarafından 24.11.2009 tarihinde dava konusu 249 parsel sayılı taşınmazın davalı adına yolsuz tescil edildiğinden bahisle tapu iptal ve tescil davası açıldığı,Mahkemece 27.10.2005 tarihli ve 2004/484-2005/459 sayılı karar ile tapu kaydının icra takibi ile oluştuğundan, ihalenin feshi davası dışında tapu iptal ve tescil istenilemeyeceğinden davanın reddine karar verildiği;Bu kararın Dairece verilen 23.10.2008 tarihli 2008/6451-10756 sayılı kararı ile ihalenin feshi davalarında taşınmazın aynına ilişkin irdeleme yapılmadığından, icra hukuku ile sınırlı inceleme yapıldığından, ihalenin yöntemine uygun icra edilip edilmediği değerlendirildiğinden, eldeki davanın ise, davalı adına oluşan tapu kaydının illetten yoksun ve tescilin yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayanıldığından mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği,Karar düzeltme talebinin de reddedildiği,Mahkemece, bozma kararına karşı 12.05.2009 tarihinde direnme kararı verildiği,Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04.11.2009 tarihli 2009/409-478 sayılı kararı ile Mahkemece verilen kararın yeni hüküm olduğundan dosyanın Daireye gönderildiği, Daire'nin 29.12.2009 tarihli 2009/12926-14031 sayılı kararı ile 04.10.1991 tarihli protokol hükümlerine uyulması gerektiğinden buna göre, icra takibine konu senetler hükümsüz nitelikte bulunduğundan ve tescil yolsuz olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden mahkeme kararının bozulmasına karar verildiği,Karar düzeltme talebinin reddedildiği,Mahkemece bozma kararına uyulduğu ve 27.12.2011 tarihli 2010/425-2011/604 sayılı karar ile Daire bozma kararı uyarınca davanın kabulüne karar verildiği,Bu kararın Dairece 03.07.2012 tarihli ve 2012/5062-8345 sayılı karar ile önceki bozmanın dayanağını teşkil eden protokol aslı bulunmadığından ve ibraz edilmediğinden davanın kabulüne ilişkin kararın davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden kesin olarak bozulmasına karar verildiği,Davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulduğu, Dairece verilen 07.03.2013 tarihli 2013/2040-3433 sayılı karar ile taşınmazdaki davalı payının davada taraf olmayan ...ne temlik edildiğinden 6100 sayılı HMK'nun 125/1.maddesi gereğince değerlendirme yapılması gerektiğinden yukarıda belirtilen Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulmasına, diğer karar düzeltme nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına karar verildiği,Mahkemece bu bozma kararına da uyulduğu, davacı tarafça taşınmazı temlik alan şirkete karşı davaya devam edildiği, 10.07.2014 tarihli 2013/234-2014/305 sayılı karar ile mahkemece davanın reddine karar verildiği,Dairece, 23.02.2016 tarihli 2014/18028-2016/2118 sayılı karar ile yerel mahkeme kararının onanmasına karar verildiği,Bu karara karşıda davacı tarafça 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 373.maddesinde yapılan düzenleme doğrultusunda temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nca yapılması gerektiğinden, kendileri yararına usûli kazanılmış hak oluştuğundan delil olarak dayandıkları 04.10.1991 tarihli protokolün mahkeme kasasına alındığından bahisle dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na gönderilmesini ve mahkeme kararının bozulması talebi ile karar düzeltme istenildiği görülmektedir.Bilindiği üzere, 17.04.2013 günlü ve 6460 sayılı yasa ile eklenen HMK'nun 373. maddesinin 6., 1086 sayılı HUMK'nun 26.09.2004 tarihli 5236 sayılı kanun ile yapılan değişiklikten önceki 439. maddesinin 6. ve değişiklikten sonraki 429. maddesinin 4. fıkrası gereğince “Davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır” hükmü getirilmiştir.Usûle ilişkin bu düzenlemenin mevcut dava dosyalarına da uygulanması gerekir.Yukarıda açıklandığı üzere; yerel mahkemece davanın reddine ilişkin verilen 12.05.2009 tarihli karar Dairenin 29.12.2009 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bozulmuş, yerel mahkemece Daire bozma kararı doğrultusunda 27.12.2011 tarihli karar ile davanın kabulüne karar verilmiş, bu kararda Dairenin 03.07.2012 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, karar düzeltme talebi üzerine Dairece 07.03.2013 tarihinde yerel mahkeme kararı 6100 sayılı HMK'nin 125/1.maddesi gereğince değerlendirme yapılmak üzere değişik gerekçe ile bozulmuş, bozma nedenine göre diğer nedenler inceleme dışı tutulmuş, yerel mahkemece bu bozma kararına da uyulmuş, 10.07.2014 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş, davacı tarafça temyiz edilen bu karar Dairenin 23.02.2016 tarihli kararı ile onanmış, onama kararına karşı karar düzeltme talep edilmiştir.Dairece verilen son karar tarihi itibarı ile davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır hükmü yürürlüktedir ve temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması gerekmektedir.Anılan bu husus karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, davacılar vekilinin karar düzeltme isteğinin açıklanan nedenden dolayı (6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi uyarınca kabulü ile, Dairenin 23.02.2016 tarihli 2014/18023 Esas – 2016/2118 Karar sayılı ONAMA KARARININ ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın gereğinin takdiri için YARGITAY HUKUK KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 13.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.