Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 942 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2295 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GEBZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/12/2012NUMARASI : 2009/226-2012/651Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece asıl davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Asıl ve birleşen dava, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, birleşen davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden asıl davanın, el atmanın önlenmesi ve 8.400.00-TL ecrimisilin tahsilin istemiyle 8.400.00-TL harca esas değer bildirilerek; birleşen davanın da elatmanın önlenmesi ve 8.000.00-TL ecrimisilin tahsili istemiyle 8.000.00-TL harca esas değer bildirilerek ve belirtilen bu miktarlar üzerinden harçlandırılarak açıldığı, her iki davada el atmanın önlenmesi bakımından başlangıçta ve yargılama sırasında hiç harç alınmadığı anlaşılmaktadır.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16. maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından (4.3.1953 tarihli 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanunu'nun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu, harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu nedenle mahkemece her iki dava bakımından da el atmanın önlenmesi isteği yönünden nisbi harç alınmaksızın davaların ikamesi ve yürütülmesi yasal olarak olanaklı değildir.Hal böyle olunca; öncelikle elatmanın önlenmesi davaları bakımından, dava konusu taşınmazın değeri ve davacının payı gözetilerek peşin nisbi harcın alınması, bu gereklilik yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi ve paylı mülkiyet hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davaların harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru değildir.Davalı tarafın bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.