Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 942 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 13389 - Esas Yıl 2009
MAHKEMESİ : EDİRNE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/03/2009NUMARASI : 2008/405-2009/103Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı adına kayıtlı bulunan 612 ada 61 sayılı parselin 1/2 payının aslında kendisine ait olduğunu, davalının burayı kendisinden iktisap ettikten sonra açılan tasarrufun iptali davası sonucunda davalıya yapılan devir işleminin yok hükmünde sayıldığını ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.Davalı, yanıt vermemiştir.Mahkemece, davacının iddiasını yazılı belge ile ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 612 ada 61 parsel sayılı taşınmazdaki davacıya ait 1/2 payın 12.2.1998 tarihli akitle davalıya satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.Davacı, icra takiplerinden kurtulmak amacıyla anılan temliki yaptığını ileri sürüp, eldeki davayı açmıştır.Öyleyse, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, taraflar arasındaki çekişmenin inançlı işlemden kaynaklandığı ve iddianın yazılı belge ile kanıtlanması gerekeceği açıktır. Oysa, davacı tarafından iddiasını ispatlayacak şekilde 5.2.1947 tarih 20/6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen biçimde yazılı bir belge ibraz edilmiş değildir.Ne varki, dosya arasında bulunan dava dışı alacaklı Y.K. tarafından eldeki dosyanın davacısı H.M., davalısı V. E.ve dava dışı Z.A. ile S.M.aleyhine açılan tasarrufun iptali davası sonucu Edirne 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/298 Esas, 2000/491 sayılı kararıyla taraflar arasında yapılan işlemin alacaklıyı zarara uğratmaya yönelik bulunduğu, ortada gerçek bir satışın bulunmadığı gerekçesiyle tasarrufun iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmektedir. O halde, mahkemece anılan bu kararın değinilen İçtihadı Birleştirme Kararının öngördüğü yazılı belge niteliğini taşıyıp taşımadığı üzerinde durulup, bu konuda bir değerlendirme yapılmaması doğru değildir. Hal Böyle olunca, söz konusu mahkeme kararının tarafların tapuda yapılan işlemdeki iradelerinin belirlenmesi bakımından değerlendirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.