Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9408 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2421 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 16/11/2012 (EK KARAR:29/01/2013)NUMARASI : 2011/353-2012/868Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Dava, elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, Mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin olarak verilen kararın, davacı tarafından yasal süresi içerisinde temyizi üzerine; Mahkemenin 29.01.2013 tarihli ek kararıyla, "Davacı H.. S..'in kısıtlı olduğu dava açma ve fiil ehliyeti bulunmadığı" gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiş ise de, hükmün tebliğ edildiği tarihte davacı vasisine husumete izin verildiğine ilişkin bir kararın bulunmadığı anlaşıldığından, davacının temyiz isteminin reddine ilişkin 29.01.2013 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek, esasın incelenmesine geçildi;Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.Davacı, maliki olduğu 8 parsel sayılı taşınmaza, komşu 3 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalının, taşınmazlar arasındaki sınırı kaldırarak müdahale ettiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.Davalı, iddianın doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, kısıtlı- davacının akıl ve ruh sağlığının yerinde olmadığı, dava açma ehliyeti bulunmadığı, vasisi R.. S..'in de açılan davaya muvafakat etmediği gerekçesiyle; davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; Tekirdağ 1. Sulh Mahkemesinin 08.02.2001 gün, 1998/61 Esas 2001/628 Karar sayılı kararıyla, davacı H.. S..'in vesayet altına alınmasına, ağabeyi R.. S..' in vasi olarak atanmasına karar verildiği, vasi R.. S..'in son oturumda; açılan davanın yerinde olmadığını, açılan bu davaya muvafakat etmediğini, davanın reddine karar verilmesini istediğini bildirdiği anlaşılmaktadır.Bilindiği gibi, Türk Medeni Yasasının 462. maddesi hükmü gereğince, vasinin dava açabilmesi için vesayet makamından izin alması gerektiğinde kuşku yoktur. Ne var ki somut olayda, vasi vesayet makamından husumete izin kararı almadan 16.11.2012 tarihli oturuma katılarak, açılan davaya muvafakat etmediğini bildirmiştir. Eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen Tekirdağ 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 10.01.2014 tarih ve 1998/ 61 esas, 2001/ 628 karar sayılı ek kararıyla, vasi R.. S..'e, kısıtlı davacı tarafından açılan eldeki dava bakımından davayı takip etmesi için husumete izin verildiği anlaşılmıştır.Hal böyle olunca, husumetin dava şartı olması nedeniyle, yukarıda sözü edilen husumete izin kararı gereğince, davayı bizzat veya vekil vasıtasıyla takip etme zorunluluğu bulunan vasiye tebligat yapılması, usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlanması,ondan sonra işin esasına girilip, taraf delillerinin toplanması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan husus göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davacının temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.