Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9408 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 8027 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: KAHRAMANMARAŞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 11/02/2010NUMARASI: 2005/86-2010/83Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, ortak miras bırakanları M... O...'nun kayden malik olduğu 40 ada, 4 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümü, 12.2.2001 tarihli vekaletname ile vekil kılınan davalı A.O.15.10.2001 tarihinde diğer davalı A.S. satış yoluyla devrettiğini, temlik tarihi itibariyle murisin hukuki ehliyetinin olmadığını, çekişmeli taşınmaz dışında muris adına kayıtlı taşınmazları ele geçirmek amacıyla temlikler yaptığı veya temliklere aracı olduğunu ileri sürerek, hukuki ehliyetsizlik ve geçersiz vekalete dayalı yolsuz tescilin iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde 24.000.-TL tazminatın tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalılar, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Davacılar; mirasbırakanları M. O.kayden malik olduğu 40 ada, 4 parseldeki 9 nolu bağımsız bölümü, vekil aracılığıyla temlik ettiği tarihte hukuksal ehliyetten yoksun olduğunu ileri sürerek payları oranında iptal ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğinde bulunmuşlardır.Bilindiği üzere; mirasbırakanın ehliyetsizliği iddiasına dayalı davalar, murise teb’an açılan davalardan olup ancak taşınmazın terekeye döndürülmesi ya da tüm mirasçılar adına tescil isteği ile açılabilir.Bunun sonucu olarak; davacı mirasçıların miras payları oranında iptal ve tescili isteği ile açılan davanın yürütülmesi ve sonuca bağlanması yasal açıdan mümkün değildir.Hal böyle olunca, açıklanan nedenden ötürü davanın reddi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek kabulü yönünde hüküm kurulması doğru değildir.Kabule göre de miras bırakanın gerek vekâletnamenin düzenlendiği tarihte ve gerekse temlik tarihinde hukuksal ehliyete haiz olmadığının Adli Tıp Kurumunca belirlenmesi gerekirken vasi tayini davası sırasında verilen ve muayene ve gözlem tarihindeki durumunu esas alan raporla yetinilmesi isabetsizdir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.