MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 02/07/2009NUMARASI : 2009/138-2009/322Taraflar arasında görülen davada;Davacı, paydaşı olduğu ..parsel sayılı taşınmazda özel parselasyon planına göre kendisine ait olan bölüme davalıların inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteminde bulunmuş, yargılama sırasında davalı M. taşınmazdaki payını dava dışı kişiye temlik etmesi nedeniyle M.yönünden davasını tazminata dönüştürerek arsa bedelinin tahsilini istemiştir.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “....çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazdaki 130/36700 pay sahibi olan davalı M..'nın bu payını dava dışı M.Ö. temlik ettiği anlaşıldığından HUMK'nun 186. maddesi gereğince işlem yapılması gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyularak davalı M. yönünden el atmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne; davalı M. yönünden el atılan yerin bedeli olan 16.906,50.-TL'nin davalı M.dan tahsiline karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairenin 2006/10431-12225 sayılı kararı ile ve yazılı gerekçe ile bozulmuş, bozmaya uyulduktan sonra yeniden davanın kabulüne karar verilmiş, bu karar da, Dairenin 2007/9528-11128 sayılı kararı ile bozulmuş, bozmaya uyulduktan sonra dava yeniden kabul edilmiş, bu karar da, davalı M.E.dava konusu taşınmazdaki payını dava dışı kişiye satış yolu ile devrettiği HUMY.'nın 186.maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmadan sonra davacı, davalı M.açısından davaya tazminat davası olarak devam edilmesini ve tecavüzlü arsa bedeli olan 16.906.50.- liranın tahsiline karar verilmesini istediğini bildirmiş, mahkemece de; davalı M.A.elatmasının önlenmesine, yapının yıkılmasına, davalı M. payını devretmiş olduğundan, elattığı taşınmazın bedeli olan 16.906.50.-liranın anılan davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Bilindiği ve 9.5.1960 gün 21/9 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması durumunda kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü meydana gelir. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu durum; mahkemeye, hükmüne uyduğu bozma kararındaki esas çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirir.Öte yandan, elatma bir haksız fiil olup, elatmanın önlenmesi istekli davanın haksız fiili gerçekleştiren kişi aleyhine açılması gerektiğinin yanında, yıkım istekli davaların, kayıt maliki ya da malikleri aleyhine açılması da zorunludur.Somut olaya gelince; mahkemece bozma gereklerinin yerine getirildiğinden ve hüküm kurmaya yeterli bir inceleme yapıldığından sözetme olanağı yoktur.Şöyle ki; davalı M.açısından, dava tazminata dönüştürülmüş ise de, bu isteğin kural olarak kabul edilebilmesi (davanın tazminat davasına çevrilebilmesi) için davacının çekişmeli taşınmaz üzerinde iddia ettiği mülkiyet hakkının zevale uğramış olması, diğer bir ifade ile taşınmazı devralan kimseden istirdat imkanının kalmamış olması lazımdır. Ne varki, eldeki dava bir iptal-tescil davası olmadığına göre, istirdat imkanı kalıp kalmadığını tartışmaya gerek bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının isteyebileceği tazminat ta, olsa olsa uğradığı zarar ziyan karşılığıdır. Değilse, davalı M. yaptığı binanın isabet ettiği arsa bedeli değildir. Ayrıca da, davalı M.payını edinen kişinin, davada yer alması ise, yıkım isteği bakımından gerekli, hatta zorunludur.Hal böyle olunca, bozma ilamları ve yukarıdaki ilkeler uyarınca soruşturma yapılması, yıkım isteği bakımından M. payını satın alan kişinin davada yer almasının sağlanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilip, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi eldeki davaya tapu iptali-tescil davası anlamı yüklenerek HUMY'nın 186. maddesine yanlış anlam verilerek taşınmaz bedelinin davalı M. tahsiline karar verilmesi de isabetsizdir.Davalıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMY'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.