Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9386 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5047 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/12/2013NUMARASI : 2005/344-2013/579Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . . . 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Davacı, kendisinin Amerika'da yaşadığı dönemde babası olan davalı ile kayden paydaş oldukları 37523 ada 9 parsel sayılı taşınmazda kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması, yapılacak inşaatta müteahhidin payına düşen kısmın devri ve diğer işlemlerin yapılabilmesi için 27.05.1987 tarihinde davalıyı vekil tayin ettiğini, ancak davalının vekalet görevini kötüye kullanarak 9 sayılı parselde inşa edilen ve davalı ile birlikte kayden paydaş oldukları dava konusu 5 ve 7 nolu bağımsız bölümleri, kendi payı ile birlikte, 22.04.1996 tarihinde ikinci eşi olan dava dışı Nermin'e satış suretiyle temlik ettiğini ve 15.11.1996 tarihinde de taşınmazları Nermin'den devraldığını ileri sürerek payı oranında iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.Davalı, dava dışı Nermin'e yapılan temlikin davacının bilgisi dahilinde yapıldığını, dava konusu bağımsız bölümleri Nermin'den devralmasının nedeninin de davacının miras hakkından mahrum kalmaması olduğunu, vekalet görevinin kötüye kullanılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, aşamada davacının savurganlığı nedeni ile dava konusu temlikin yapıldığını savunmuştur.Mahkemece, davalının vekalet görevini kötüye kullandığı iddiasının kanıtlandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere hüküm dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı saptanmak suretiyle tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur../..Ne var ki, dosya içerisine alınan tedavüllü tapu kaydına göre davalı Ahmet temellük ettiği davacı payı dışında da bağımsız bölümlerde payı bulunduğu, ancak bu payın hangi oranda olduğunun açıklığa kavuşturulmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, alınacak bilirkişi raporu ile davacının dava konusu bağımsız bölümlerde iptal ve tescile konu olan payının hangi oranda olduğunun saptanması ve bu pay yönünden iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davalının temyiz itirazları açıklanan nedenle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.