Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9350 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9442 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : POLATLI 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 25/10/2013NUMARASI : 2009/157-2013/399Taraflar arasında görülen tapu iptal ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı ve katılma yoluyla davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi . . . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, inançlı işleme dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.Davanın reddine dair verilen karar, Dairece “ ... davacı Cihat'ın sözleşmede öngörülen vasıtaları bir takım ödemelerde bulunan Atala Nasıf'a teslim etmediği, öte yandan davacı Cihat ile bunun şerikleri olan dava dışı kişiler hakkında dolandırıcılık suçundan dolayı kamu davasının açıldığı ve halen davanın Bakırköy 23.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/3777 esasında kayıtlı ve derdest olduğu görülmektedir. Ceza davasının sonucu kurulacak olan hükmün neticesi itibariyle eldeki davayı etkileyeceğinde kuşku yoktur. Oysa mahkemece anılan husus gözardı edildiği gibi yukarıda değinilen ilkeler gözetildiğinde yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğunu da söylebilme olanağı yoktur. “ denilerek bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece anılan ceza davasında verilen beraat kararının kesinleştiği, davacının edimini yerine getirmediği ve sözleşmenin de feshedilmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Somut olayda , satıcı sıfatıyla .. Petrol Turizm Gıda Elek Teks Tic Ltd Şti yetkili müdürü olarak davacı Cihat ile alıcı sıfatıyla Nasıf Brothers 'ın temsilcisi dava dışı Atala Nasıf arasında 100 araçlık tır alım satımına ilişkin 10.02.2004 tarihli sözleşme gereğince dava dışı Atala Nasıf tarafından davacı Cihat'a 500.000 EURO luk bir ön ödeme yapıldığı, buna karşılık teminat amacıyla da dava konusu taşınmazların davalı Engin'e temlik edildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; Borçlar Kanunu'nun 81. maddesi (6098 Türk Borçlar Kanunu 97. maddesi) hükmü uyarınca, kendi edimini yerine getirmeyen, karşı edimin ifasını isteyemez. Buna göre, mahkemece davacıya önel verilmek suretiyle ödenmediği belirlenen borcun ödenmek üzere mahkeme veznesine depo ettirilmesi gerekeceği kuşkusuzdur../..Ne var ki, mahkemece usulüne uygun davacı tarafa önel verildiğini söyleyebilme imkanı da bulunmamaktadır. Davacı vekili gerek bozma öncesi gerekse bozma sonrası sözleşmenin gereği olarak dava dışı Atala Nasıf'tan aldığı 500.000 EURO yu ödemeye hazır olduğunu belirtmiş olması karşısında davacı tarafa bu bedeli ödemesine imkan sağlamak amacıyla mahkeme veznesine depo etmesi için önel verilmemiştir. Hâl böyle olunca; mahkemece davacıya önel verilmek suretiyle ödenmediği belirlenen borcun, ödenmek üzere mahkeme veznesine depo ettirilmesi, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacı vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin vekalete ilişkin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığı, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.