Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9330 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7874 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: TİREBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,TARİHİ: 22/11/2007NUMARASI: 2004/271-2007/293Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 7 parsel sayılı taşınmaza komşu parsel maliklerinin taşkın bina yapmak, davalı belediyeninde taşkın kaldırım yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalılar H. Z. ve Belediye vekilleri davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, 31 parsel malikleri yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı H. vekili ve davalı Z.vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve taşkın bölümlerin yıkımı isteklerine ilişkin olup, mahkemece uzman bilirkişiler aracılığıyla ve paftada gösterilen sınırlar gözetilmek suretiyle kadastral yöntemlere uygun olarak yapılan ölçüm sonucu temyize konu 8 ve 6 parsel sayılı taşınmaz maliki davalıların, davacının 7 parsel sayılı taşınmazına taşkın bina ve muhtesat yapmak suretiyle müdahale ettikleri belirlenerek elatmanın önlenmesi isteği ile 8 parseldeki taşkın bina dışındaki muhtesatların yıkımına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Temyiz eden davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne var ki, yıkım isteği aşırı zarar doğurduğu gerekçe gösterilerek istek yada savunma bulunmadığı halde, 8 parsel sayılı taşınmazdaki binanın taşkın olan 1.01 m2'lik kısmı ile 6 parseldeki binanın 0,30 m2'lik bölümünün bedeli karşılığı davalılara ait parsellere katılmasına karar verilmesi doğru değil isede bu husus davacı tarafından temyiz edilmediğinden bu yönüyle bozma nedeni sayılmamıştır. Ancak, anılan bölümlerin ifrazının imar mevzuatına göre mümkün olup olmadığı mahkemece araştırılmamıştır. Bilindiği üzere, imar mevzuatına aykırılık kamu düzeni ile ilgili olup, re'sen dikkate alınması gerekli hususlardandır. Bu durumda belediye encümeni kararına dayalı olarak bu hususun açıklığa kavuşturulması sonucuna göre Türk Medeni Kanununun 725.maddesinin olayda uygulanıp uygulanamayacağının tartışılması uygulama olanağı var ise keza davacının hükmü temyiz etmemesi nedeniyle bedel bakımından usuli kazanılmış hak kuralı nazara alınarak bir karar verilmesi gerekmektedir. O halde, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Temyiz eden davalıların bu yöne değinen itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.09.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.