Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9308 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21919 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 10/09/2013NUMARASI : 2012/334-2013/359Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davalı Vakıf dışındaki davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, elatmanın önlenmesi bakımından konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, vakfın taşınmaza müdahalesi ve kullanımı ispat edilemediğinden ecrimisil isteği yönünden Vakfa yönelik davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 23.06.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat Emre ile temyiz edilen davalı İzmir Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı vekili Avukat Melahat geldiler, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı T.. M.. vekili Avukat, Davalı .. Otomotiv Ltd. Şti. Vekili Avukat, davalı Sipari Retoran Cafe işl. Mehmet vekili Avukat, davalı Snr Tur. İşl. Gıda San. Tic. Ltd. Şti., davalı Marina Cafe Bar Mehmet , İhbar Olunan; B.. B.. vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... . tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacılar, maliki oldukları 73 parsel sayılı taşınmazın, davalı Vakıf ve Vakfın kiracısı konumunda olan diğer bir kısım davalılar tarafından haksız olarak kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davalı Vakıf dışındaki davalılar yönünden davayı atiye terk ettiklerini, elatma yönünden davanın konusuz kaldığını, yalnız ecrimisil yönünden talepleri olduğunu bildirmişlerdir. Davalılar, taşınmaza müdahaleleri olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın davalı Vakıf dışındaki davalılar yönünden açılmamış sayılmasına, davalı Vakıf yönünden ise elatmanın önlenmesi ve ecrimisile ilişkin olarak verilen karar Dairece; “…yıkım konusundaki davaya karşı çıkılması gözetilerek bu istek bakımından ./..olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması isabetsiz olduğu gibi, hakkında dava yürütülen vakfın çekişmeli taşınmazın kuzeyinde bulunan bölümün Hazine tarafından tahsis edildiği, tahsis kapsamındaki bazı bölümlerin davalılardan Milli Emlak Müdürlüğü dışındaki şirketlere kiralandığı, oysa kiracıların kiralanan yer dışına çıkarak davacıların taşınmazına el attığı, doğrudan veya dolaylı olarak taraflarından bir elatma olgusunun bulunmadığı, savunması üzerinde durulmadığı, çekişme konusu edilen yerlere kimlerin ne şekilde el attığının duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı..” gerekçeleriyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı Vakıf dışındaki davalılar yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, müdahalenin men’i talebinin konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, vakfın taşınmaza müdahalesi ve kullanımı ispat edilemediğinden ecrimisil isteği yönünden Vakfa yönelik davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine usûli kazanılmış haklar doğar ve mahkemece bozma ilamı çerçevesinde işlem yapılması gerekir. Somut olaya gelince, hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın çözümünde izlenmesi gereken yol belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereklerinin yerine getirildiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki; bozma ilamında çekişmeye konu edilen bölümlere kimlerin ne şekilde el attığının duraksamaya bırakmayacak şekilde saptanması gereğine değinilmiş, bozma kararına uyulduğu hâlde, bozma gerekleri yerine getirilmeden dosya üzerinden alının rapor ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Hâl böyle olunca; mahallinde uzman bilirkişiler vasıtasıyla keşif yapılarak, bozma ilamında belirtilen hususların tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması, bu doğrultuda bilirkişi heyetinden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre de, ecrimisil koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, yıkım isteği ile ilgili olarak davanın atiye terkine, bozmadan önce davalı vakıf rıza göstermemiş ise de, bozmadan sonra davalı Vakıf vekilinin 6100 sayılı HMK'nun 123.maddesi uyarınca rıza gösterdiği gözetilerek yıkım isteği konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 23.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.