Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 928 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 310 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ACIPAYAM ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 09/04/2013NUMARASI : 2012/161-2013/141Taraflar arasında görülen ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava; ecrimisil isteğine ilişkin olup mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; elbirliği mülkiyetine tabi, kerpiç ev vasıflı, 150 m² yüzölçümlü, 9918 parsel sayılı taşınmazın davacılara miras yoluyla intikal ettiği, davalı Belediyenin ise kayıttan ve mülkiyetten kaynaklı bir hakkının bulunmadığı, Acıpayam Asliye Hukuk mahkemesinin 14.3.2013 tarih, 2011/552 Esas, 2013/83 sayılı kararı ile 24.750,00 TL kamulaştırma bedelinin tespitine ve tapu kaydının iptali ile Belediye adına tesciline karar verildiği, anılan kararın taraflarca temyiz edilmeksizin 07.05.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.Davacılar dava dilekçesinde; çekişmeli taşınmazın 20 yılı aşkın bir süredir çevre taşınmazlarla birlikte "pazar yeri" olarak kullanıldığını ancak gerek murise gerekse kendilerine kullanım bedeli ödenmediğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlar, davalı Belediye ise; zamanaşımı definde bulunmuş, ayrıca imar planında pazar yeri olarak ayrılan taşınmazın hali arazi olduğunu, gelir elde edilmediğini ve ihtarname keşide de edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuşturHemen belirtilmelidir ki; gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere; ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır.Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır.Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nun 25.02.2004 gün ve 2004/1-120-96 sayılı kararı). Açıklanan olgu ve ilkeler çerçevesinde; mahkemece taşınmazın kamulaştırma işlemi ve hukuken korunmaya değer üstün hakkı bulunmaksızın 2012 yılı, Haziran ayına kadar her hafta Cuma günleri "pazar yeri", Haziran ayı sonrasında da "park yeri" olarak kullanıldığı saptanarak ecrimsil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir.Ancak, ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarı belirlenmelidir. Alınan bilirkişi raporu, somut bilgi ve belgeye dayanmalı, tarafların ve hakimin denetimine açık olmalı ve değerlendirmenin gerekçelerinin bilimsel verilere uygun şekilde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 266 ve devamı maddelerine uygun olarak açıklanması gereklidir. Bu nedenle, özellikle tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi veriler getirtilmeli, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulmalı, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmeli, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığı tespit edilmelidir.Arsa ve binalarda ise kira esasına göre talep varsa, taraflardan emsal kira sözleşmeleri istenmeli, gerekirse benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılıp, varsa emsal kira sözleşmeleri de getirtilerek resen emsal araştırılmalı, dava konusu taşınmaz ile emsalin somut karşılaştırması yapılmalı, üstün veya eksik tarafları belirlenmelidir.İlke olarak, kira geliri üzerinden ecrimisil hesabında, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edilmelidir.Ne varki, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde belirlendiğini söyleyebilme olanağı yoktur.Şöyle ki; uzman bilirkişi tarafından ecrimisil belirlenirken taşınmazın gerek pazar yeri gerekse halen otopark olarak kullanıldığı gözetilerek taşınmazın çevre özellikleri ve emsal kira sözleşmeleri de karşılaştırılmak suretiyle dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisilin belirlenmediği, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca; mahallinde yeniden konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, yukarıda açıklanan ilkeler gözetilmek suretiyle kira esasına göre, emsaller de incelenerek dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık süre için hüküm vermeye elverişli, ayrıntılı, denetlenebilir rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; hükme yeterli olmayan rapora itibar edilerek haftada bir gün kullanıldığı gerekçesine dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir. Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.