Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9279 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20994 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 11/07/2013NUMARASI : 2011/544-2013/293 Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil miktarının tespiti isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; dava konusu 50990 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davacının paydaş olduğu, ayni yada şahsi bir hakkının bulunmadığı kayden sabittir. Ne var ki, dava dilekçesinde dava değeri olarak 10.000 TL gösterilmiş, yargılama sırasında dava konusu taşınmaz üzerindeki çekişmeli yapının zemin değeri 21.450 TL , yapı değeri ise 17.424 TL olarak bilirkişi tarafından saptanmış, 21.450 TL olan zemin değeri üzerinden eksik harç tamamlanarak sonuca gidilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen muhdesat(toprak, moloz vs.) değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Harçlar Kanunu harç alınmasını veya tamamlanmasını yanların isteklerine bırakmamış; değinilen yönün mahkemece kendiliğinden (re'sen) gözetilmesini hükme bağlamıştır. 492 Sayılı Kanunun 32.maddesinde ise yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı vurgulanmış 30.madde hükmünde de "...muhakeme sırasında tespit olunan değerin dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa yalnız o celse için muhakemeye devam olunur; takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. HUMK.' nun 409.maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu nedenle mahkemece sadece elatılan yerin zemin değeri üzerinden harç alınıp, yapı bedeli ve ercmisil miktarı yönünden nisbi harç alınmaksızın davanın sonuçlandırılması yasal olarak olanaklı değildir.Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazdaki yapının zemin değeri ve yapı bedeli ile ecrimisil bedelinin toplam değerleri üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Kabule göre de; dava dilekçesinde ecrimisil miktarının tespit edilmesi istenildiği halde, istek aşılarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 26.maddesinde belirtilen taleple bağlılık ilkesine aykırılık oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması da doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 6.5.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.