Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9277 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7518 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İZMİR 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 05/07/2012NUMARASI : 2003/1024-2012/241Taraflar arasında birleştirilerek görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;Asıl ve birleştirilen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 8052 ada 1 parselde yer alan 4 numaralı bağımsız bölümün 09.07.2003 tarihi itibariyle davacı kooperatif adına kayıtlı olup, davacı asıl davasında kayıtla ilgisi olmayan davalının taşınmazı haksız olarak kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve 20.05.2003 ile 18.12.2003 tarihleri arası 1575 TL, birleştirilen davasında ise Haziran 2005 – Ocak 2009 tarihleri arası 17.500 TL ecrimisil isteklerinde bulunmuş, davalı ise dava konusu taşınmazı davacı ile aralarında mülkiyet ihtilafı bulunan kooperatif üyesi A.Nusret Aşık'tan kiraladığını belirterek davanın reddini savunmuş, mahkemece davalının savunmasında bahsettiği A.Nusret Aşık ile davacı arasında İzmir 9.Asliye Ticaret Mahkmeesi'nin 2013/363 E. sayılı dosyasında görülen tapu iptal ve tescil davasından sözedilip tasfiye halindeki davacı kooperatifin dava açma hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, 4721 sayılı TMK 'nun 683. maddesi “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” düzenlemesini getirmiş olup, bir şeye malik olan kimse kanunların öngördüğü istisnalar dışında o şeyden dilediği gibi yararlanma, kullanma ve tasarruf etme hakkına haiz olup, bir başkasının o şeye haksız olarak el atma durumunda mülkiyet hakkına dayalı olarak tecavüzü def edebileceği tartışmasızdır.Somut olayda, davacının TMK 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkı bulunduğuna, çap iptale kadar geçerli olduğuna göre, kayda üstünlük tanınmak suretiyle davalının haksız işgali nedeniyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğinin haklı olduğu kuşkusuzdur.Hal böyle olunca, davalının taşınmazı kullanıp kullanmadığının saptanması, asıl davada ecrimisil 20.05.2003 tarihinden itibaren istendiğine göre, davacının bu tarihte kayıt maliki olup olmadığının dava konusu taşınmazın geldi kayıtları getirtilerek denetlenmesi, talep edilen dönemler bakımından belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.