Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9276 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7459 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: ELMADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 04/05/2010NUMARASI: 2008/89-2010/104Taraflar arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu 3 parça taşınmazı davalının haksız kullandığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesine ve 7.000,00.-YTL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazları davacının muvafakati ile kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, çekişme konusu taşınmazları davalının haksız kullandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 6 parsel sayılı taşınmazın kayden davacı adına, 7 parsel sayılı taşınmazın ise dava dışı ‘N.Ç.adına kayıtlı olduğu, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı anlaşılmaktadır.Mahkemece, dava konusu 6 parsel sayılı taşınmazı davalının haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın haksız kullandığı belirlenmek suretiyle anılan parsel bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının diğer temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalının öteki temyiz itirazlarına gelince; bilindiği üzere, çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının yada kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşife hazırhale geldikten sonra yapılacak uygulamada çekişmeli yer ile yanların ellerinde bulunan kısımların sınırları tarafların ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını varsa miktarını açıkca gösteren kroki ve rapor alınmalıdır. Somut olayda; 7 parsel sayılı taşınmazın kayıt maliki ile davacı arasında bağlantı kurulmamıştır. O halde, davacının kayıtla ilgisi belirlenmeden 7 sayılı parselin kabul kapsamına alınmış olması doğru olmadığı gibi, diğer davaya konu edilen ve iki caddeye cepheli olduğu anlaşılan 19/1 (39/1) kapı nolu işyeri ve deponun hangi parselde kaldığı saptanmadan ve bunun sonucu olarak davacının bu bölümlere malik olup olmadığı da açıklığa kavuşturulmadan ve ecrimisilin buna göre hesaplanması gerektiği gözetilmeden sonuca gidilmiş olması da isabetsizdir.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.Davalının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.