Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 924 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 9627 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ : SAMSUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/11/2007NUMARASI : 2007/327-2007/451Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 370 parsel sayılı taşınmazına lojman ve yol yapılmak suretiyle davalılar tarafından müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece, “…yıkım isteği yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda, hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiştir. Taraflar arasında görülen dava dosyasının yapılan incelemesi sonucunda; yerel mahkemenin temyize konu 6.11.2007 tarihli kararının, kendisini vekille temsil ettirdiği halde Köy Tüzel Kişiliği vekiline tebliğ edilmeyip Köy muhtarına ve diğer davalı A.C.’a tebliğ edildiği, davalı A. C. tarafından temyiz edilmesi üzerine de kararın Dairece onandığı, onama kararının da sadece davalı A. C.’a tebliğ edildiği ve karar düzeltme yoluna gidilmediğinden bahisle karara kesinleştirme şerhi düşüldüğü; durumdan haberdar olan Köy vekilinin mahkemeyi bilgilendirmesi sonrasında, anılan yerel mahkeme kararının ve Daire ilam??nın kendisine tebliğ edildiği ve süresinde duruşma istekli olarak temyiz isteğinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan bu durum karşısında, tebligat eksikliği nedeniyle mahkeme kararının usulüne uygun biçimde temyiz incelemesine tabi tutulduğundan ve kesinleştiğinden söz etme olanağı yoktur.Hal böyle olunca, Dairenin 18.03.2009 tarih, 2009/2408-3372 sayılı onama ilamının ve yerel mahkeme kararındaki kesinleşme şerhinin ortadan kaldırılmasına ve temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasına karar verilip, karar, davalı A. ve davalı Köy Tüzel Kişiliği vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.2.2010 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edilen R.B. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz eden vekili Avukat ... ile temyiz edilen vekili Av.....gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkin olup, mahkemece, hükmüne uyulan Daire bozma kararı doğrultusunda işlem ifa edilerek davanın kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.Ancak, davada, elatmanın önlenmesi yanında yıkım isteğinde de bulunulmuştur. Davalı Köy Tüzel Kişiliği taşınmazın bir bölümünü haricen satın aldığını ve üzerine bina yaptığını ileri sürerek Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/388 esasında derdest bulunan Türk Medeni Kanununun 724. maddesi hükmü uyarınca temliken tescil davası açtığını belirtmiş, ayrıca çekişme konusu taşınmaz için kamulaştırma işlemlerine başlandığını bildirmiştir.Bu duruma göre, kurulan hükmün infazı halinde ileri de telafisi imkansız zarar doğacağı gözetilerek 2007/388 esas sayılı temliken tescil isteği ile ilgili davanın ve gerçekten varsa bir kamulaştırma işlemi bununda sonucunun beklenilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şeklide hüküm kurulması doğru değildir.Davalıların, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.02.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.