Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9229 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 8575 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ : ADANA 5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 22/03/2006NUMARASI : 2005/121-2006/110Taraflar arasında görülen davada;Davacılar, miras bırakanları S.... H...’nın 5763 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 51/1173 payının maliki iken, davalının ortaklığın giderilmesi davası ile taşınmazın tamamına malik olduğunu, ancak ortaklığın giderilmesi davası ve buna dayalı olarak yapılan satış dosyalarında usulsüz tebligatların yapıldığını ve yoklukla malul bulunan kararı temyiz ettiklerini, davalının taşınmazda önceden paydaş olması nedeniyle iyi niyetli olmadığını arsa sahipleri ve yüklenici arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılarak taşınmazda bina inşa edildiğini ve 21 adet bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olduğunu ileri sürerek, bağımsız bölümlerin tapularının her birinin 51/1173 payının iptaliyle payları oranında adlarına tesciline olmazsa 20.000.-YTL’nin tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, çekişme konusu payın bedeli olan miktarın satış memurluğu dosyasında olup, herhangi bir hak kaybı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR-Dava, tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 5763 ada 5 parsel sayılı taşınmazda kat mülkiyeti kurulu, 21 adet bağımsız bölümü olan 10 katlı binanın bulunduğu, sicil kayıt örneğinden davalının 13, 14 ve 21 nolu bağımsız bölümlerin maliki olduğu, diğer bağımsız bölümlerin yargılama devam ederken dava dışı şahıslara temlik edildiği anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş HUMK.nun 186.maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Kendiliğinden (resen) gözetilmesi zorunlu bulunan bu usul kuralına göre, mahkemece diğer yana seçimlik hakkı hatırlatılarak davaya hangi kişi hakkında devam edeceği sorulmalı, sonucuna göre işlem yapılmalıdır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde HUMK.'nun 186. maddesi gereğince usulü işlemlerin ikmal edilmesi ve ondan sonra bir hüküm kurulması gerekirken eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir. Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.