Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 9214 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7394 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: BUCAK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ: 10/03/2009NUMARASI: 2008/158-2009/207Taraflar Arasında görülen davada;Davacı, kayden maliki olduğu .parsel sayılı taşınmazı davalının haksız olarak kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.Davalı, taşınmazın öncesinin annesi F. B.ait olduğunu, davacının eşinden aldığı borç para karşılığı taşınmazı devrettiğini, borcunu ödediği halde taşınmazın iade edilmediğini, işgalci olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, elatma olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazın kayden davacıya ait olduğu, bu yerin davalının işgalinde bulunduğu anlaşıldığına göre, kayda üstünlük tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, çekişmeli taşınmazın öncesinde davalının annesi adına kayıtlı olduğu, 26.6.1996 tarihinde üçüncü kişiye satıldığı, ondan davacının eşine tapuda devredildikten sonra sırasıyla dava dışı iki kişiyle temlik edildiği, 20.6.2003 tarihinde 1/2'şer pay olarak davacı ve eşinin geri satın aldıkları, 4.5.2004 tarihinde ise davacının taşınmazın tamamının maliki olduğu kayden sabittir.Öte yandan, davalının çekişmeli taşınmazı 14-15 yıldır kullandığı mahalli bilirkişi anlatımları ve dosya kapsamından da anlaşılmaktadır.Bu durumda, davalının taşınmazı dava tarihine kadar kayıt malikinin muvafakatı ile kullandığı ve dava açılmakla muvafakatın geri alındığı kabul edilmelidir. Öyle ise, davalının ecrimisilden sorumlu tutulmasına olanak yoktur.Hal böyle olunca, ecrimisil isteği yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere ecrimisile de hükmedilmiş olması doğru değildir.Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 23.9.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.