Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 921 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3837 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : NİZİP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 19/04/2012NUMARASI : 2007/258-2012/403Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve terekeye iade isteğine ilişkindir. Davacı, miras bırakan babası M.. K..'ın 756 ada 143, 145, 148 ve 149 parsel sayılı taşınmazlarını satış göstermek suretiyle davalı oğluna devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve muris adına tescil istekli eldeki davayı açmıştır. Davalı, iddiaların doğru olmadığını, zamanla taşınmazların şehir içine alındığını, mirasbırakanın payını satın aldığını ve işlemin gerçek satış olduğunu, davacının muris adına tescil isteyemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, miras bırakanın davalıya yapmış olduğu çekişme konusu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan M.. K..'ın 613 ada 57 parsel sayılı taşınmazdaki 1/2 payını 13.02.1991 tarihinde satış suretiyle davalı oğluna devrettiği, aynı akitle dava dışı paydaş F..Ö..'ın da payını satın alan davalının taşınmazın tamamına malik olduğu, 1997 yılında anılan taşınmazın ifraz edilmesi neticesinde çekişmeye konu parsellerin oluştuğu ve davalı adına tescil edildiği, 1929 doğumlu olan mirasbırakanın 22.07.1995 tarihinde öldüğü, eşi Ayşe'nin de kendisinden sonra 1998 yılında ölmesi üzerine geride mirasçı olarak davacı kızı, davalı oğlu ve dava dışı çocukları F.. A.., N.. Y.. ve N.. Ş..'in kaldıkları, yargılama sırasında davacının açmış olduğu dava sonucunda Nizip Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 10.07.2009 tarih ve 2007/619 Esas, 2009/448 sayılı kararı ile murisin terekesine İ.. A.. isimli kişinin temsilci tayin edildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, terekeye temsilci atanması halinde mirasçıların terekeyi temsil ve davayı takip yetkileri sona erer.Ne var ki somut olayda, mahkemece tereke temsilcisine davetiye çıkartılmaksızın yokluğunda yargılamaya devam edilerek sonuca gidildiği görülmektedir. Hâl böyle olunca; Nizip Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 10.07.2009 tarih ve 2007/619 Esas, 2009/448 sayılı kararının kesinleşmiş bir suretinin evrak arasına alınması, ondan sonra tereke temsilcisine davetiye tebliğ edilerek, tereke temsilcisi huzuru ile davanın görülmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, tereke temsilcisinin davada yeralması sağlanmadan sonuca gidilmiş olması doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.