Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9149 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9255 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ADANA(KAPATILAN) 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 29/01/2014NUMARASI : 2012/626-2014/30Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi .. . raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;-KARAR-Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacılar, kayden maliki oldukları 270 ada 114 parsel sayılı taşınmazı 3 yıldır haksız yere davalının kullandığını, kira ödemediği gibi taşınmazı da boşaltmadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve 01.06.2007 tarihinden itibaren belirlenecek ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu yeri davacılarında murisi olan dayısı Duran satın aldığını, ancak dayısının tapuyu devretmeden öldüğünü, davacıların kötüniyetli olduklarını, dava konusu yerle ilgili tapu iptali ve tescil davası açtığını, sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince; ''... davacı, maliki olduğu taşınmazdaki evi işgal eden davalının elatmasının önlenmesine ve kullanım karşılığının ecrimisil olarak tahsilini istediğine göre istemlerinin her birinin konusunu teşkil eden değerler toplamının dava değerini oluşturacağı, hayatın olağan akışına göre bu değerler toplamının sulh hukuk mahkemesinin görev alanını belirleyen değeri aşacağından davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğunun kabulü gerektiği, bu nedenlerle davanın görev yönünden reddine karar verilecek yerde açıklanan yön gözden kaçırılarak işin esası hakkında hüküm oluşturulmasının doğru olmadığı '' gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak görevsizlik kararı verilmiş, görevli Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde; kayden davacıların maliki olduğu dava konusu taşınmaza davalıların haksız yere müdahale ettikleri gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davaya konu 270 ada 114 parsel sayılı taşınmaz Turan adına kayıtlı iken, 12.07.2007 tarihinde mirasçıları olan davacılar adına intikalen paylı mülkiyet olarak tescil edildiği, davalının kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı kayden sabittir. ./..Hemen belirtmek gerekir ki; kayden davacıların maliki olduğu çekişme konusu taşınmazı, davalının kayıtttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı halde kullandığı belirlenerek elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.Davalı vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince; Bilindiği üzere ecrimisil; malikin, kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir nevi haksız işgal tazminatıdır. Somut olaya gelince; dosya içeriğinden, toplanan delillerden, özellikle 18.05.2011 tarihli keşifte beyanları alınan tanık anlatımlarından; davalının, davacıların mirasbırakanı Turan yeğeni olduğu, davalının çekişme konusu taşınmazda turan rızası ile oturmaya başladığı, davacıların eldeki davayı açtıkları tarihe kadar murislerinin verdiği muvafakati geri aldıklarını kanıtlayamadıkları, diğer bir anlatımla, zımni muvafakatin bulunduğu dava açılmakla muvafakatin geri alındığı bu durumda da davalının ecrimisilden sorumlu tutulamayacağı açıktır. Hâl böyle olunca, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek ecrimisil bakımından yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, keşfen belirlenen taşınmazın değeri üzerinden bozma ilamından önce harcın ikmal edilmediği ve verilen ilk kararı sadece davalı tarafın temyiz ettiği, diğer bir söyleyişle vekalet ücreti yönünden davalı taraf yararına kazanılmış hak oluştuğu halde, elatmanın önlenmesi isteği bakımından keşfen belirlenen değer üzerinden davacı taraf yararına fazla vekalet ücretine hükmedilmiş olması da doğru değildir. Kabul tarzı itibariyle de, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği üzerinden davacı taraf yararına tek vekalet ücreti verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile elatmanın önlenmesi isteği için ayrı, ecrimisil isteği için ayrı vekalet ücreti verilmiş olması da isabetsizdir.Davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.