Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9130 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7497 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : İZMİR 13. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2012/351-2013/477-KARAR-Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil ile şirket pay devrinin iptaline ilişkindir.Davacı, mirasbırakan dedeleri Zülküf 1162 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 23 nolu bağımsız bölüm ile 1018 ada 6 parseldeki 108 nolu bağımsız bölümü ve ... Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti'deki 600 hissesini satış göstermek suretiyle davalı oğluna devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve tescil ile devredilen şirket hisselerinin de yasal miras payı oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı, temlikin muvazaalı olmadığını, mirasbırakanın denkleştirme yaptığını belirterek davanın reddini savunmuşturMahkemece, mirasbırakanın davalıya yapmış olduğu temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; mirasbırakan Zülküf'ün 1162 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 23 nolu bağımsız bölüm ile 1018 ada 6 parseldeki 108 nolu bağımsız bölümü 08.06.2010 tarihinde, İstiridye Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti'deki 600 hissesini ise Karşıya 2. Noterliğinde düzenlenen Ltd. Şirket hisse devri sözleşmesi ile 01.06.2010 tarihinde satış göstermek suretiyle davalı oğluna devrettiği, temliklerde murisi, vekili sıfatıyla davalının temsil ettiği, mirasbırakanın 03.09.2010 tarihinde ölümüyle geride mirasçı olarak davacı torunu Kutluğ ile davalı oğlu ve dava dışı torunları Duygu ile Beran kaldıkları anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki; mirasbırakan, .. Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şirketindeki paylarını temlik etmiş ise de, bu tür durumlarda 1.4.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanma olanağı bulunmadığı tartışmasız olup somut olayda, şirket pay devri yönünden davanın reddedilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Dava konusu 1162 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 23 nolu bağımsız bölüm ile 1018 ada 6 parseldeki 108 nolu bağımsız bölüm yönünden ise;-2-Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir. Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunu'nun 213.) ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler. Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur. Somut olaya gelince; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Mirasbırakanın hak dengesini gözetir ve tüm mirasçılarını kapsar biçimde bir temlik yapıp yapmadığı konusunda kayıtlar getirtilip mahallinde uygulama yapılıp değer tespitleri de yapılarak bir değerlendirme yapılmadığı gibi taraflarca bildirilen dava dosyaları getirilerek incelenmemiştir.Hâl böyle olunca; ... Petrol Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti'deki 600 hisse devri yönünden 01.04.1974 tarihli, ½ sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek davanın reddedilmesi, dava konusu 1162 ada 9 parsel sayılı taşınmazdaki 23 nolu bağımsız bölüm ile 1018 ada 6 parseldeki 108 nolu bağımsız bölüm yönünden ise; yukarıda değinilen ilke ve olgular doğrultusunda gerekli araştırmanın yapılması, davalının savunması üzerinde durulup murisin denkleştirme amacıyla mı; yoksa mal kaçırmak amacıyla mı dava konusu taşınmazları devrettiği belirlenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.../...-3-Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.